2011-2012 yıllarında Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Akaydın, Kaleiçi yat limanı çevre düzenleme ve tadilat projesini yaptırdı. 150 iş günü olarak verilen ve esnafa toplantı yapılarak açıklanan projenin bir türlü iş bitimi gerçekleştirilemedi. Projeyi çizen Ankara’dan bir mimar; Yani ne Antalya’yı ne de yat limanını tanıyor. Yüklenici firma aldığı bütün ihaleleri mahkemelerde sonuçlandırmış. Ünlü iş adamı İrfan Cengiz, Akaydın hocanın 1 numaralı müteahhit’i… Taşeron firmalar ve firma işçileri ayrı bir macera. Parasını alamadığı için İrfan Cengiz’in kolunu kırdılar, silahlı arbede yaşadılar, bazıları Belediyenin çatısına çıktı ve kendini yakmaya kalkıştı. Her kargaşada Akaydın, İrfan Cengiz’in arkasında durdu ve korudu.
Sonuç…?
Birkaç gün önce yaşadığımız fırtınada, Kaleiçi Yat limanı resmen dağıldı. Parmak iskele çöktü. İkinci parmak iskele profillerle kaplandığı için hepsi söküldü ve dağıldı. Elektrik tesisatı denize çok yakın döşendiği için komple iptal oldu. Günlerce elektrik alamadık. Tarihi rıhtım tadilat döneminde kazılıp kanal yapıldı ve içi kumla dolduruldu. Bundan dolayı dalgalar rıhtımı oydu, kumlar denize yürüdü ve rıhtım ayrılarak çöktü. Bin yıllık Çekek rampası iptal edildi. Yerine rıhtım yapıldı. Limana giren dalgalar içeride sindirilemediği için aynı rıhtımda tekneler battı.
Akaydın ve ekibinin bu saçma sapan projesi yüzünden, taşeronlar mağdur, işçiler mağdur, esnaf mağdur… En önemlisi devletin ekonomisine verilen zarar ve tarihi dokuya yapılan hakaret. Kültürel belediyecilik yapıyoruz diyen Akaydın 2 bin 200 yıllık kültürel ve tarihi varlıklara en büyük zararı vermiştir.
Kış aylarında yat limanı teknecileri zor şartlarda barınmaktadırlar. Limanın ağzı güney ve güney batıdan esen rüzgarın ve dalganın içeri girmesini engellemiyor. Bu olayların tekrar yaşanmaması için acilen ek bir mendirek yapılması gerekmektedir. Çevre düzenlemesine harcanan parayla mendirek yapılmasaydı hiçbir hasar yaşanmayacaktı
Allah Antalya’yı Akaydın dan ve bi mucit projelerinden korusun…