Sevgili okurlar Size bir soru;
İstediğiniz yaş ve tecrübedesiniz ve size seçenekler sunuluyor… Aynı işinizi, eşinizi, sevgilinizi, arkadaşınızı, dostunuzu aynı toplumsal statüyü kısaca aynı hayatı mı seçerdiniz? Yoksa bambaşka bir hayatı mı?
Yıllar önce Ali Sabancı, ‘‘Sabancı Holding'den neden ayrıldınız?’’ sorusuna "Kendi hayatımı ve ideallerimi gerçekleştirmek için." cevabını vermişti... ‘‘Ama o Sabancı’’ dediğinizi duyar gibiyim.
Unutmayın ki hayatta, gerçek tercihler soyada göre değil, cesurca alınan kararlar ve onun arkasından sergilediğiniz duruşa göre verilir.
Kazansanız da, kaybetseniz de, mutlu da olsanız mutsuz da olsanız bu sizin tercihiniz olacaktır.
Risk yoksa kazanç da yoktur (maddi manevi). Kıyıdan bakarak denizin maviliğini, derinliğini ve güzelliğini göremezsiniz...
Bu anlattıklarımı şu şekilde de kategorize edebiliriz;
1. Gruptakiler; Halinden, işinden kısaca hayatından memnun olmayıp başka iş sektörlerine veya başka bir hayata cesaret edenler, başaranlar veya başaramayanlar.
2.Gruptakiler; Halinden ve işinden memnun olmayan ama hayatının akışını değiştirmeye cesaret edemeyenler, yani denize girmeye korkup kıyıdan seyredenler...
Peki, insanlar niye mutsuz? Niye halinden, hayatından memnun değil? Niye herkesin gözü ve hayali (kendinden daha iyi olan) bir başkasının hayatında?
Niye Türkiye en mutsuz ülkeler sıralamasında hep başı çekiyor?
Bence; insan önce kendini tanımalı,şükretmeli, ne istediğini bilmeli "-mış gibi hayatlar" yaşamak yerine istediği hayata cesaret edip yola koyulmalı...
Her şey bir adımla başlar... Hadi sende o adımı at.
‘’Hayatı, insan için yaşanılır kılan veya işkenceye dönüştüren, kişinin kendi yaptığı seçimlerdir.”
Sevgiyle Kalın.