Geçen hafta İstanbul’daydım. Gitmişken dostlarımı da ziyarette bulundum.
Onlarla sohbet ederken, bazılarının ne kadar mutsuz olduğunu fark ettim.
Üzüldüm.
Kendilerinin mutsuzlukları gibi etrafında ki insanlarında hep mutsuz olduklarını düşünüyorlar.
Düşündüm .
İnsanlar neden mutsuz?
Şunu anladım ki ,
Bazı insanların doğdukları an başlıyor, mutsuzlukları .
Nasıl mı?
İnsanlar doğduğu an itibariyle, kıyaslanmaya başlıyor.
Ayşe’nin kızı 5kg doğmuş , Fatma’nın kızı 4kg700gr. ..
Sonra büyütülürken hep kıyaslanmalar,
E soruyorum size kıyaslanma ile büyüyen kişi nasıl mutlu olabilir?
Sürekli kıyaslanma ile büyüdüğü için , koca insan olduğunda mutluluk onlar için, hayatında hep başkalarının hayatlarından bir fazlasına sahip olmak bilinci oluyor.
Mutlu aile de sevgiyle büyüyen çocuk ile kompleksli, mutsuz ailede büyüyen çocuk arasında çok fark var.
Mutlu ailede büyüyen çocuk hayata karşı daha pozitif bakıyorken,
Mutsuz ailede büyüyen çocuk ise negatif duygulara sahip oluyor.
Hayat çok kısa aslında herkesin bu dünya da bir misyonu var.
Kendimizi değiştirmek bizim elimizde,
Öncelikle, kendimize odaklı yaşamalıyız.
Hayal kurun,
Spor yapın,
Düşüncelerinizi değiştirin,
Hayata pozitif bakmaya çalışın, Ne yaşadıysanız olumlusunu görmeye bakın.
Kalbinizde iyilikleri yeşertin,
Önce kendinize şefkat gösterin,
Geçmiş travmalarınızı iyileştirin,
Gülümseyin,
Kendinizi sevin ve önemseyin,
Bolca okuyun, beyninize yatırım yapın.
Çoğu kez söylediğim gibi Şükredin. Aslında mutluluğun sırrı şükretmekten geçiyor.
Hayat zorlu bir maraton ve bu maratonda herkesin gücüne göre sıkıntılar var.
Önemli olan bu sıkıntıların üstesinden gelebilmek.
Mutlu bireylerin en güzel özelliği zorluklarla baş edebiliyor ve ümitkar olması,
Mutsuzlar ise zayıf oldukları için anında pes ediyorlar.
Unutmayın kimi parasız sınanırken kimi de bolca para ile sınanıyor.
Şuna emin olabilirsiniz,
Çok para ile sınananlar parasız sınanlara göre daha da mutsuz.
Onun için kendinize odaklı yaşayın.
Prof. Dr. M. Kemal Sayar’ın kaleme aldığı gibi,
Ümit bize geleceğin güzel şeyler getireceğini fısıldar. Sevilmemiş bir çocuk, ancak ümitle hayata tutunabilir ve geleceğin onun için güzel şeyler sakladığını umabilir. Umut cesaret etmektir. Dünya’yı bulduğumuzdan daha güzel bırakabileceğimize duyduğumuz inançtır.
Yazımı size güzel bir soru sorarak sonlandırmak istiyorum.
Bugün hayatınızın son günü olsaydı ne yapardınız ?
Yine de mutsuz mu olurdunuz ?
Sevgiyle Kalın,