Size tavsiye ediyorum, uçağa gündüz binin.
Bulutların üzerindeyken şükredeceğiniz onca çok şey olduğunu öyle güzel hissedeceksiniz ki..
Elbette bir tek uçağa binince hissedilmiyor güzellikler..
Siz yeter ki, doğadaki mucizelerin farkına varın.
…
Hayatta çok fazla şükür sebeplerimiz varken, bu öfke bu negatiflik duygusu kime?
Ben söyleyeyim, kendimize…
Kişi, kötü duygularla sadece kendi organlarına zarar verir..
Böyle bir kötülüğü kişi ancak kendine yapabilir.
Siz, kendinize düşman mısınız?
…
Gözlerinizi kapatın ve en başta nefes alıp verirken vücudumuzun nasılda hayat bulduğunu hissedin…
Sonra da gözlerinizi açtığınızda onca güzellikleri görebildiğiniz, duyabildiğiniz ve tat alabildiğiniz için şükredin.
Şükredin ki, ömrünüz güzelleşsin..
Şükredin ki, kalbiniz güzelliklerle kuşansın..
…
Ne zaman öleceğimizi bilsek iyi mi olur, kötü mü?
Şimdi mesela telefonunuza bir uygulama kuruyoruz.
Uygulama bize ‘ağabeycim, ablacım senin son kullanma tarihin şu, ona göre haberin ola’ dese ..
İyi mi olur kötü mü?
Bir yandan iyi olabilir; hani denize girebileceğimiz kaç yaz kalmış, kayak yapabileceğimiz kaç kış kalmış, kaç bahar var önümüzde acaba, sağ salim onu biliriz.
Daha da güzeli, uygulama şunları da söylese mesela:
“Şu kadar kere yağmurda ıslanma şansın var, şu kadar gün daha sevdiğin insanları görebileceksin, dışarıya çıkıp eğlenebileceğin şu kadar ortam kaldı, şu kadar gün batımı görebileceksin…”
Örnekleri siz çoğaltın, ama mevzu anlaşıldı sanırım.
…
Ne kadar daha buradayız, ne kadar daha hayattayız?
İşte bunların hiçbirini bilmediğimiz için..
Hayat bir masal olduğundan bir varmış bir yokmuş gibi, “kalbinizi öfkeyle değil şükürle güzelleştirin”..
İnanın bana, ters giden hayatınızın nasıl da iyiye gittiğini yaşayarak göreceksiniz.
Sevgiyle kalın …