Türkiye’nin en soğuk bölgelerinden olması gereken Karadeniz Bölgesi bu sene en sıcak bölgesi olarak belirlenmiş.
İklimler değişiyor.
Halimize üzüleceğimize, önlemler alacağımıza yeşil alan gördüğümüz de direk gözler de dolar işareti belirdiğini görüyor gibiyim.
Bu kadar mı konuta ihtiyacımız var .
Dünyanın nüfusu azalsın diye yapay virüsler yapılıp onca insanlar öldürülüyorken onca inşaat yapmakta neyin nesidir. Güzelim ağaçları keserken hiç mi vicdanı acımaz insanın .
Bari o güzelim ağaçları kesiyorsan yerine de yüz katı fazla fidan ek.
Sonra da yağmur yağmıyor diye geleceğin en büyük kaygısı susuzluk diyoruz.
Biz susuzluğu gidermek için önlem alıyor muyuz ki doğa da bize istediğimizi versin.
Ekolojik denge bozuluyor ve bunun en büyük nedeni yine İnsan. Doğanın, insan faaliyetleri yüzünden gün geçtikçe daha fazla zarar görmesi tüm canlıların yaşamı için ciddi tehdit oluşturuyor. Çevrenin kirlenmesi, ekosistemin dengesini bozarak küresel ısınmaya yol açıyor.
Sanayi devriminden bu yana fosil yakıtların kullanımındaki artış, insanlığın çevreye verdiği zararların başında geliyor. Fosil yakıt kullanımıyla atmosfere salınan sera gazı yoğunluğunun giderek artması, gezenin daha fazla ısınmasına neden olurken, küresel sıcaklık artışı da canlı türleri için oldukça tehlike arz eden iklim değişikliğini beraberinde getiriyor.
Tabii değişen ve gelişen teknolojinin de küresel ısınmanın oluşmasında büyük etkisi var. Tüketicilerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için birçok ürün geliştirildi. Bu ürünleri yapmak için dev sanayiler oluşturuldu, enerji ihtiyacı arttı. Bu enerjiyi fosil yakıtlar dediğimiz kömür, doğalgaz, fuel oil gibi maddeleri kullanarak üretiyoruz. Bunlar, küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını atmosfere bırakıyor ve bunun sonucunda iklimsel değişimler yaşanıyor Gelecekte güzel günler görmek istiyorsak , doğamıza sahip çıkalım .
Doğamızı koruyalım.
Yeşil alan gördüğümüz de gözlerimizde dolar işareti yerine yeşili koruduğumuza yönelik gözlerimiz parlasın.
Bu sene doğru düzgün ne kar yağdı ne de yağmur .
Yağan yağmur da zaten çok hırçın yağdı. Sürekli seller meydana geldi. Fırtınaların kuvveti arttı, çatılar uçtu. Son iki senede kuraklık yaşadık, tarımsal üretim ve içme suyu açısından sıkıntılar çıktı, barajlar kurudu. Hortum, sık görülen bir durum değilken, sıcaklık artışına bağlı bu tür doğa olayları arttı. Ege, Güney Akdeniz ve Marmara’daki hortumlar can ve mal kayıplarına yol açtı. Bunların hepsi birer yarı kurak ve tropik iklim özelliklerine benzer şekilde. Türkiye de artık buna doğru gidiyor.”
Sizce yağan yağmurun bu kadar hırçın olmasında insanoğluna verilmek istenen bir mesaj yok mu ?
Görebilene,
Fark edebilene,
Aslında basit tedbirlerle doğayı korumamız mümkün.
Her türlü israftan kaçınmalıyız.
Trafik yoğunluğunu azaltmalıyız.
Kömür tercihlerimizde de kaliteye yönelerek güneş, rüzgar, jeotermal, hidroelektrik enerjileri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanmalıyız. Özellikle yenilenebilir enerjide payımızı artırmamız gerekiyor, Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Herkes duyarlı davranmalı, ülke olarak atmosfere salınan karbondioksit miktarını azaltmalıyız.
Ülkemizin geleceği için Doğamıza sahip çıkalım ve kıymetini iyi bilelim. Sevgiyle kalın.
Çok önemli bir konuyu gayet güzel anlatmışsınız , tebrikler
Güzel yerinde bir yazı bu duyarlılığı daha çok görmek istiyoruz daha çok insan bilinç kazanmalı değer bilmeli sosyal medyayı kul***amayan okumayı sevmeyen bilmeyen insanlar için tvlerde bilinçlendirme programları yapılmalı size teşekkür ediyorum farkındalık yarattığınız için sevgiler