Kalite mutlak anlamda, lüks, pahalı, bulunmaz, imkânsız, en iyi, en sağlam, en dayanıklı, en güzel değildir. Ünlü kalite gurusunun dediği gibi Kalite, ihtiyaçlara uygunluktur. (P.B.CROSBY) Belirsizliği ve değişkenliği azaltarak ürün ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesidir. Aynı zamanda kalite bedavadır, diyor Crosby.
Neden bedavadır peki kalite? Aslında biz hep bize fazla geleceğini düşünürdük. Pahalı gelir bize kalite, masraf değil midir aslında? Hayır değil. Çünkü kalitesizliğin işletmelere getirdiği maliyetler vardır.
Müşteri beklentilerinin karşılanmaması sonucu, müşteri tatminsizliği, buna bağlı gelişen pazar payındaki azalma, kaynak israfı verimliliğin azalması, buna bağlı maliyetlerin artması, motivasyon kaybı.
Aslında pahalı olan kalite değil, kalitesizliğin kendisidir.
Bize fazla gelmemelidir kalite, pahalı gelmemelidir.
Biz kalitesizliğin eksikliğini hissetmeliyiz, sinsice bizi yok oluşa doğru iteceğini bilmeliyiz.
Ishikawa’nın kalite ilgili öne sürdüğü üç temel fikir vardır:
• Kurumun daha iyiye gitmesine ve gelişmesine katkıda bulunmak,
• İnsana saygı duymak ve içinde yaşamaya değer, mutlu ve aydınlık bir işyeri oluşturmak,
• İnsana yeteneklerini ortaya koyması için fırsatlar vermek
Gerçekten etrafımızdaki işletmelere baktığımızda iki tip işletme yapısı görüyoruz. Ben bu yapıyı Bizans işletmeleri ve Anadolu işletmeleri olarak adlandırıyorum.
Nedir Bizans İşletmesi: Her türlü entrikanın olduğu, insanların birbirinin altını oyduğu, en ufak bir hatayı bulup çıkarıp, patronlara yalakalığı görev edinen vasıfsız, değer üretmeyen insanların çalıştığı, yaptığı işi uzaya astronot göndermeyle eş tutan, boş başak dik durur misali etrafa üstten bakan, birbirini beğenmemekte rekabet eden insanların olduğu. Onun adamı, bunun adamı olanların cirit attığı işletmeler.
Anadolu İşletmeleri ise, mütevazı insanların çalıştığı, herkesin işinde gücünde olduğu, birbirini jurnallemek yerine, imece usulü destek olduğu işletmeler. Yani insanların içinde çalışmaktan huzurlu mutlu olduğu işletmeler. Aradaki farkı işletmeye adım attığınızda hissediyorsunuz aslında.
Tabi bu ortamı oluşturan, kalitesizliği seçen patronlardır. Yöneticileri de o seçtiğine patronun yaklaşımı işletmeye anında yansır.
Ishikawa bunu çok net ifade ediyor: Eğer üst yönetimin desteği yoksa, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarından vazgeçin.” diyor. Yani öncelikle kalitenin bir hayat tarzı olduğunu kabul etmemiz, temel ilkelerini işletmemizde hayata geçirmek için sorumluluğu almalıyız.
Başarı ancak verilen emekle sürekli hale gelir. Kalite yönetim sistemi ilkelerinin sindirilerek uygulandığı günlerde buluşmak üzere….
Bülent Dokuzluoğlu