Turizm sektöründe meydana gelen krizle çalkalandığımız bu süreçte, sektör krizden çıkış için ne yapmalıdır? Krizin asıl nedeni, tabi ki politik ve güvenlik. Devlet politikası nedeniyle meydana gelen değişiklikler ve siyasi kararlar sonucunda meydana gelen uçak düşürme olayı krizin bu şekilde derinleşmesinin ana nedeni.
Tabi ki bu koşulların olumlu bir rotaya girmesi sağlanmadan sektördeki daralmanın önüne geçilmesi mümkün değil. Bu çalışmalar ise ancak devlet eliyle yürütebilecek konular. Ne yazık ki bu konuda atılmış veya atılması düşünülen bir olumlu adım görememekteyiz.
Peki sektör ne yapabilir? Siyasilere bu konuda gücü ölçüsünde baskı yapabilir ki, bu konuda şimdiye kadar etkili olabilmiş değil. Çok kolay da değil tabi böyle bir faaliyet. Biz sektörün kendi etki alanında neler yapabileceği üzerine konuşalım. Tabi bugün yapacağımız çalışmalar bize en iyi ihtimalle üç yıl sonra geri dönecektir. Krizden kısa vadede çıkmak pek mümkün görünmemektedir.
Son bir yıl içerisinde turizm sektöründe yaşadığımız bu kriz tüm işletmeleri etkiledi. Ancak etkilenme oranları işletmelerin geçtiğimiz yıllarda yaptığı çalışmalara değişiklik göstermektedir. Burada şunu gördük ki; misafir memnuniyetine önem veren, hizmet kalite standartlarını sürekli iyileştiren, geliştiren, misafir güvenliğini sağlayan işletmeler diğer işletmelere göre daha az etkilenmektedir. Antalya bölgesinde en çok etkilenen bölgeler Alanya ve Kemer, daha az etkilenen bölgeler ise Belek ve Kundu oldu. Bölgeler arasındaki hizmet ve kalite farkını gözönüne aldığınızda söylediğim daha net ortaya çıkmaktadır. Belek ve kundudaki tesislerin görece olarak daha az etkilenmesi işletmelerin vizyonu ile ilişkilidir.
Çıkış yolu olarak işletmelerin şuan da üç ana başlıkta çalışmalarına hız vermeleri gerekmektedir. Bunlardan ilki işletmelerin internet ve online satışlara ağırlık vermesi ve sanal ortamda görünür olması gerekmektedir. Bu konuda hantal davranan işletmelerin gelecekte var olabilmeleri için hızla bu çalışmalara başlaması gerekmektedir.
İkinci başlık hizmet kalitesinin artırılması, misafir güvenliğinin sağlanması, hizmet çeşitliliği yaratması ve kalite ile ilgili çalışmalara hız verilmesidir. Eğer işletmeler kriz nedeniyle hizmet standartlarını düşürmeyi tercih ederse, önümüzdeki dönem onlar için çok daha zor geçecektir. Geçtiğimiz on yılda elde edilen kazanımlar bir yılda kaybedilmemelidir. Sektör standartları yüksek, kaliteli, cazibe merkezlerini hayata geçirmesi gelecek için yapılabilecek tek doğru şeydir. Artık otel yatırımlarının durması zorunluluk haline gelmiştir. Rixos World bünyesinde yapılan The Land of Legends bu konuda güzel bir örnek teşkil etmektedir. Otel yatırımlarının yerine bu yatırıma benzer işletmeler planlanmalıdır.
Üçüncü başlık ise marka çalışmalarının hızlandırılmasıdır. Evet ülkemizde turizm sektörü oldukça hızlı büyüdü ancak marka yaratma konusunda oldukça geride kaldı. Sektör dışında bir insana üç tane Türk otel markası sorsak acaba ne yanıt alabiliriz. Mutlaka yeni markalar oluşturulması gerekmektedir. Bu ise hizmet standartı ve kalitenin artırılması ve sürdürülmesi ile mümkün olacaktır.
Tabi ki bu çalışmalar sonuçlarını kısa vadede vermeyecektir. Gelecekte var olmak isteyen işletmeler çalışmalarına bugün başlamalıdır. Değişime ayak uyduramayan işletmelerin bu kriz sonrasında varlıkları sürdürmesi mümkün olamayacaktır.
Bülent Dokuzluoğlu
www.bixkurumsal.com