İtalya’nın sembol yapılarından olan ve yaklaşık 850 yıl önce inşa edildiği bilinen Pisa kulesini bilmeyen yoktur. Fransızlar tarafından Expo için tasarlanan Eiffel Kulesi ve ABD’ye hediye edilen Ellis adasındaki Özgürlük Anıtı ise 1800’lerin sonlarında inşa edilmelerine rağmen bulundukları şehirlerin en önemli sembolleri haline gelmişlerdir.
Bu üç tarihi yapının en önemli ortak özelliği ise turistler tarafından yoğun bir şekilde ilgi görmeleridir. Rakamla ifade etmek gerekirse, konum olarak turistik cazibe merkezi olan Roma’ya uzak kalmasına rağmen Pisa kulesi her yıl bir milyonun üzerinde turist çekmektedir. Manhattan’dan Özgürlük Anıtı’na ulaşmak için feribotla adaya giden kişi sayısı ise dört milyonun üzerinde. Paris’in kalbinde yer alan Eiffel kulesi ise her yıl en az yedi milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Ülkemizde ise İstanbul’un Galata Kulesi ve İzmir’in tarihi asansörü ilk aklıma gelen ziyarete açık tarihi anıtsal yapılar arasında yer alıyor. Saydığım yapılardan en eskisi olan Galata Kulesi neredeyse 1500 yaşında olmasına rağmen tarihi yarımadayı izlemek isteyenlere ev sahipliği yapmaktan da geri kalmıyor.
Turizm cenneti olan Antalya’nın en sembolik yapısının ise yaklaşık 800 yaşında olan Yivli Minare olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yapı kenti sembolize etmenin ötesinde maalesef bir cazibe merkezi haline gelebilmiş durumda değil. Oysa ki yukarıda saydığım yapılara çıkıp kentin güzelliklerini izlemek isteyen turistler hallice ücretler öderken Yivli Minare sadece âtıl bir şekilde fotoğrafları süsleyebiliyor. Oysa ki, kontrollü olarak ziyarete açılması durumunda sadece turizm için ciddi bir cazibe merkezi olmakla kalmayıp vakıflar açısından da ciddi bir gelir unsuru haline gelebilecektir.
Yalnızca Yivli Minare değil, şu anda restore edilerek tekrar bir camiye dönüştürülme çalışmaları devam eden Kesik Minare, Hadrianus Kapısı, Hıdırlık Kulesi ve Saat Kulesi gibi yapılar da turistlere açılarak kent merkezinde ciddi birer cazibe merkezi olma adayı durumundalar.
Her zaman söylediğim gibi, Hadrianus Kapısı üzerindeki surlarda tarihe şahitlik etmek, Hıdırlık Kulesi üzerinde gün batarken yaklaşan gemilerini hayal etmek, Saat Kulesi’nden Kaleiçi’nin güzelliğini izlemek tarih severler için bir hayal olmaktan çıkmalı.