Bir gün uyanacak herkes kendi hipnozundan. Pek çok insanın fark etmediği şey telkin almak için hipnotik durumda olmak gerekmediğidir. Telkine yatkınlığın hipnozda arttığının doğru olduğu söylenebilir. Ancak tam uyanıkken de telkine açık hale gelebilirsiniz.
Hiç durmadan kendi kendinize telkinler veriyorsunuz. Bilinçli zihindeki malumatın doğrudan bilinçaltı zihne kaydığı ileri sürülmektedir. Her bilinçli düşünce zihninizin daha derin kısmının inşasına katkıda bulunur. Bu demektir ki, hipnoterapi ve kendi kendine hipnozun zaman içindeki etkileri, büyük ölçüde inanç sisteminizi etkileyen düşünceleriniz vasıtasıyla bilinçaltınıza geçirdiğiniz gündelik telkinlerinizin türüne bağlıdır. Belki de kader olarak tanımladığınız hayatınızı şekillendiren düşüncelerinizdir.
“İçinizdeki güçle ne kadar çok ilişki kurarsanız hayatınızın her alanında o kadar özgür olursunuz.”
HİPNOZ VE BİLİNÇALTI İLİŞKİSİ
Hipnoz Nedir?
Hipnoz uyku hali değil, farklı bir bilinç düzeyidir. Hedeflenen amaca odaklanmış bir uyanıklık halidir. Hipnozun uyku ile yakın ilişkili kavramlar oldukları yanılgısına belki siz de düşüyorsunuz.
İlk defa İngiliz Cerrah James Braid(1795-1860) tarafından kullanılan “hipnotizma” terimi, Yunanca ‘uyku’ anlamına gelen ‘hypnos’ kelimesinden gelir.
Bu isim benzerliği dışında hipnoz, bütünüyle kendine özgü özellikleriyle bilinçliliğin farklı bir durumudur. Fakat uyku değildir.
Hipnoz’un Tanımı
Hipnozun doğasını anlamak ile ilgili tıbbi görüntüleme çalışmaları ile tespitler yapılabiliyor. Regresyon hipnoterpilerinde beyinin işleyen hafıza kısmında değişimler görülüyor. Bilinçli zihin bir anlamda devre dışı bırakılarak bilinçaltı zihniniz ile işbirliği yapılır. Amaçlarımız açısından hipnoz, kişinin, o andaki gerçeğin farkında olmasına rağmen ondan ayrı olduğu hissine sahip yoğun bir fiziksel ve zihinsel rahatlamak durumudur. Tıpkı rüya içinde rüya görmek gibi. Gerçeğin farkında bir yandan dışında gibisinizdir.
Hipnoz’un Tarihi
Hipnoz terimi yaklaşık 150 yıl öncesi kullanılmaya başlanmış. Eski Mısır, Persler, Yunanlılar ve Romalıları içeren dünyanın eski uygarlıklarının çoğu telkinin gücünü ve hipnotik durumun kullanışlılığının farkına varmışlar.
Özel bir terapi olarak hipnoz’un kullanımı 18. yüzyıla dayanır.
Hipnoz ve Bilinçaltı İlişkisi
Bilinçli zihniniz hipnoz’un etkisi altına girdiğinde, düşüncelerin (telkinlerin) artan etkileri doğrudan bilinçaltına ulaşarak harekete geçer. Üstelik zihninizin bilinçaltı aşaması gerçek benliğinizin yakın müttefikidir. Çünkü geçmiş yaşamlarınızdaki deneyimlerinizin tüm anıları bilinçaltınıza gömülüdür ve bilinçaltınız neyin gerçek olduğunu bilmekten çok da uzak değildir. Mantık yürütememesi nedeniyle, gerçeği gerçek olmayandan ayırt edemez. Fakat içgüdüsel olarak gerçeğe doğru çekilir.
Yaşadığımız bir deprem anı korku, heyecan ve duygularımızı o kadar keskinleştirir ki. Her an tekrar deprem olabileceği ve ölebileceğimiz düşüncelerimizde tekrar ede eder bilinçaltına kayıt olur. Bu korku ve heyecan uyku düzenimize hatta kalbimizde ritim bozukluğuna ve silsile yoluyla başka sorunlar yaşamamıza neden olur.
Düşüncelerimiz sadece zihinsel durumumuzu, hislerimizi ve duygularımızı değil, fiziksel bedenimizin hassas hareketlerini ve düzenlemeleri de belirler. Bu değişimler gönüllü ve bilinçli olarak ortaya çıkmazlar. Bilinçaltı zihnimize aktarılan yoğunluğun etkinliği oranında belirlenir ve genellikle beklenmedik bir anda bize sürpriz yaparlar.
Hipnoz Gücünü Telkinlerden Alır
“Bir insana kırk gün delisin dersen delirir” Atasözümüz telkinin gücünü açıklaması yönüyle ilginçtir. Şimdi beğendiğiniz bir insanın olumsuz özelliklerine odaklanıp ne kadar çirkin olduğunu düşünmeye başlayın (tabi güçlü bir inançla). Garantisi var birkaç gün içinde nefret etmeye başlarsınız. Genellikle olumsuzlara odaklama konusunda daha becerikliyiz.
Günlük Hipnotik Durumlar
Aşk bir hipnozdur. Etkisi altında kaldığı bu duruma mantıksal kılıflar bulsa da bu etkinin gücüne aslında teslim olmuştur.
Yoğun bir dikkatle kitap okurken, televizyon seyrederken, biriyle konuşurken bize seslenen diğer kişiyi duyamamamız yine hipnotik bir etkiden kaynaklanır.
Akşam yatarken sabah 04.00’de kalkmamız gerektiğini düşünerek yatmamız sonra da gözümüzü açtığımızda saatin tam 04.00 olduğuna şahit olduğunuz durumlar olmuştur. Bu durum da kendi kendimize yaptığımız hipnotik telkinlerin ürünüdür.
Uzun süre tiryakisi olduğu sigarayı bırakanlar “Şöyle bir olay oldu sonra müthiş bir tiksinti geldi işte o gün bu gündür sigarayı bir daha ağzıma almadım” ifadeleri de aslında hipnotik etkidir. Saatlerce sürecek bir işi çok kısa süre içinde yapıp sonra da bunu nasıl yetiştirdiğinize hayret edebilirsiniz.
Hipnoz Pratikte Kimlere Nasıl Faydalı Olabilir?
Alternatif Tıp çalışmaları içerisinde hipnozun sağlam bir yeri var. Hangi meslekten olursa olsun hipnoz öğrenilebilir. Birçok meslek etkinliğini artırmak için kullanabilir. Hipnoterapi ise tedavide kullanılır. Psikiyatrist ve klinik psikologlar uygulayıcı olabilir.