Kıymetli okuyucularım bugün sizlerle Ömer Seyfettin'in 'Piç' adlı kitabından güzel, bir o kadar da ilginç bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum.
Bilindiği üzere Ömer Seyfettin, asker bir yazardır.
İstiklal Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştır.
Filistin Cephesinde olan bir hatırasında bakın neler söylüyor; 'Almanların yenilmesiyle savaş bitmiş, mütareke imzalanmıştı. Filistin'den çekiliyorduk.
Bir kaç arkadaş subayla, karşı tarafın da subaylarıyla, çekilme işlerini görüşmek için gittik.
Karşı tarafta, Fransız üniformalı biri sık sık bana bakıyor, gözünü benden ayırmıyordu. Ben buna bir anlam veremiyordum.
Fransız subay yerinden kalkıp bana doğru geldi ve
'Nasılsın Ömer Seyfettin' dedi.
'Beni nereden tanıyorsun. Ben bir yüzbaşıyım.
Öyle tanınacak kadar üst düzey bir kumandan değilim' dedim.
O da bana 'Ömer, biz seninle İstanbul'da Askeri Lise'de beraber okuduk, ben falancayım deyince, hayretler içerisinde bakakaldım ve hatırladım...
Hep dini eleştiren, Osmanlı'yı kötüleyen,
vatan, bayrak sevgisi olmayan bir öğrenciydi ama, yine de Fransız subay olması normal değildi.
Peki nasıl böyle oldun' dedim.
Ömer 'Ne zaman bir savaş olsa, Türkler galip gelse içimde üzüntü oluyordu. Türkler kaybetse, zarar görse içimde bir sevinç oluyordu. Çoğu zaman kendimi ayıplıyor, neden böyleyim? diyordum.
Bir gün anneme ısrarla bunun sebebini sordum.
Annem 'Dayanamayacağım, anlatacağım' dedi ve anlatmaya başladı.
'Bak oğlum İstanbul Hastanesinde Fransız bir doktor vardı. Hastaneye gidip gelirken o doktorla birlikte oldum. Sen o Fransız doktorun oğlusun.
Babanın bundan haberi olmadı, şimdi de sen öğrendin' dedi.
Zaten babam zannettiğim adam çoktan ölmüştü. O hastaneye gittim, şu tarihte burada çalışmış, şimdi Fransa'ya dönmüş olan, şu isimde doktorun adresi var mı? dedim, adresi verdiler, Fransa'ya gittim, babamı buldum, olanları, annemin sözlerini anlattım.
Gerçek babam 'Anneni gerçekten sevmiştim' dedi ve beni kabul edip nüfusuna yazdırdı. Fransız okullarında eğitimimi tamamladım ve gördüğün gibi bir Fransız subayı olarak karşındayım' dedi..!
Şimdi bakıp düşünüyorum günümüzde Türk milletini, bayrağını ve vatanını, eleştirilenleri gördükçe, acaba onlar da, "PİÇ" mi? diyorum.
Rahmet ve saygıyla / Ömer SEYFETTİN 1884-1920
Geleceğin güçlü Türkiye'sinin mutlu insanları olabilmemiz dileğiyle sizleri Alemlerin Sahibi Yüce Allah'a emanet olunuz...
BAKIN BURASI ÇOK ÖNEMLİ
**Asrın felaketini yaşamışsın.
Memurların maaşını 4 gün önceden vermişsin.
Depremzedelerin 1yıllık kira yardımı ve 10 bin TL nakdi yardım, 15 bin TL taşınma yardımı, Depremde yakınlarını kaybedenlere 100 bin TL nakdi yardım veriyorsun.
Bir yıl içinde yıkılan binaları yeniden yapıp sahiplerine teslim edeceksin. (Koray Aydın 'yapamazlar' diyor bu arada)
Tüm bunların üstüne EYT yasasını meclisten geçiriyorsun.
**Battı dediğiniz Türkiye yaptı bunları...