KRİPTO PARADA İLK MEVZUAT
TCMB tarafından hazırlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmasına Dair Yönetmelik 16 Nisan 2021 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, bu Yönetmelik kripto parayı konu edinen ilk mevzuat düzenlemesidir.Yönetmelik’te kripto paraların hukuki niteliği tartışmasına yön verebilecek bazı düzenlemelere yer verilmiştir. Yönetmelik m.3/1’de “Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder” şeklinde belirtilmiştir.Dikkat çektiğimiz kanunlarda gösterilen paranın basılması, sürülmesi, tedavülden kalkması gibi özelliklerin paraya ait özellikler olarak gösterilmesi ve bunların kripto paralarda bulunamayan özellikler olması ayrıca TCMB’nin çıkardığı yönetmelikle para olarak nitelendirilemeyeceğine açıkça vurgu yapması nedeniyle kripto paraları hukukumuz içerisinde para olarak kabul edememekteyiz.
Görüldüğü üzere Türk mevzuatındaki kaynaklar kripto parayı tanımlamak bakımından yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla kripto paranın hangi mevzuat kapsamında değerlendirileceği hangi denetleme kurumuna tabi olacağı şu an için belirsizdir. Sermaye Piyasa Kurulu’nun bu kapsamda adımlar atması yakın gelecekte muhtemelen olarak görülmüştür.Bununla birlikte henüz Türk hukukunda bunların bir yerinin olmaması kripto paraların hukuki işlemlere konu olamayacağı anlamına gelmez. Zira günümüzde bu kadar yaygın olarak kullanılan parasal anlamda ciddi karşılığı olan büyük şirketlerinde alışverişlerinde kullanmaya başladığı kripto paralar ciddi anlamda hukuki sonuç doğurma potansiyeline sahiptir.Bu kadar yaygın olarak kullanılan kripto paralar için hukuki uyuşmazlığın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenler kripto paralarla ilgili düzenlemeler hukuki zemin, yargı kararları, uygulama ve hukuk doktrini çerçevesinde yavaş yavaş oluşmaktadır. Bu anlamda kripto paralar bu kadar belirsizliğe sahipken olası bir hukuki işlemde avukat yardımı almak büyük önem taşımaktadır.
SÖZLEŞMELERE KONU EDİLEBİLMESİ
Türk hukukun da sözleşme ile ilgili kabul edilen en temel prensip sözleşme serbestisi ilkesidir.
Türk Borçlar Kanunu madde 26 gereğince ‘‘Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler’’ hükmü sözleşme serbestini açıkça öngörmüştür. Yani taraflar sözleşmenin şartlarını ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olmadığı sürece serbest şekilde düzenleyebilirler. Dolayısıyla da bir sözleşmede karşı edim olarak Bitcoin veya herhangi bir kripto para yer alabilir. Ancak bunun hukuken para ödeme edimi olarak kabul edilmeyeceği muhtemeldir. Bu kendine özgü bir edim olarak kabul edilecektir.Bunun gibi kanuni anlamda mutlak emredici şekilde düzenlenmeyen sözleşme türlerine kripto paralar konu edilebilir. Ancak İş Kanunu düzenlemelerine bakıldığı zaman işçiye ücret olarak para ödenmesi gerektiğini görürüz.
İş Kanunu madde 32’de ise ücret “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, çalışanın emeğine karşılık ödeme sadece para ile yapılabilir. Bunun gibi kripto paranın hukuki işlemlere konu edilebilmesi, her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Bu nedenle işçiye ücret olarak para ödenmelidir. Ancak yan edim olarak kripto paraların belirlenmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.Buradan çıkarmamız gereken sonuca göre kripto paraların bir sözleşme içerisinde edim olarak bulunması her durum ve şarta göre ayrı olarak değerlendirilebilir.
İCRA TAKİBİNE KONU EDİLMESİ
Kripto paraların icra takibine konu edilip edilemeyeceği de ayrıca değerlendirilmelidir. İcra takibi, borçlunun borcunun ifa etmemesi üzerine alacaklının başvurusu üzerine bu borcun devlet eliyle tahsil etmek üzere takip başlatmasıdır. İcra takibinin tanımından da görebileceğimiz üzere icra takibi belirli bir borcun ifa edilmemesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. İcra takibinin başlatılması için ortada bir borç ve bu borca karşılık sayılabilecek maddi diğeri olan varlık bulunması gerekmektedir.Kripto paraların parayla ölçülebilen değerleri olup ve kanunen haczi yasaklanmış değildir. Bu nedenle borçluya ait kripto paraların haczinde teorik olarak engel yoktur.Borçlunun hesabının bulunduğu bankaya bir haciz ihbarnamesi gönderildiğinde, banka yabancı mevduat hesabına bakar ve oradaki yabancı mevduat hesabına karşılık gelecek kadar TL bazında haciz uygulanır. Kripto paralarda da yapılacak işlem aynıdır.
Türkiye’deki yabancı kripto para borsasında; borçlunun yatırımın olup olmadığının tespiti mümkün olsa da yurtdışı kripto para borsalarında paranın tespitine ilişkin bir düzenleme olmamakla beraber bu konuda uluslararası iş birliği de yoktur. Türkiye’deki yabancı kripto para borsalarında; borçlunun burada yatırımı olup olmadığının tespiti mümkün. İcra Dairesi’ne alacaklının ya da alacaklı vekilin talebiyle, yerli kripto para borsalarına İcra ve İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesine dayanarak bir yazı gönderilir. Bu yazıya istinaden yerli kripto borsaları buna ilişkin bir cevap verir; var ya da yok şeklinde cevap gelir. Borçlunun borcu miktarında haciz işlemi uygulanır. Halihazırdaki icra hukuku kuralları da ilamsız icra için para veya teminat alacağından bahseder.Yukarıda da izah ettiğimiz üzere kripto paralar hukuken para niteliğinde değildir. Ancak olası bir icra takibinde kripto paranın TL karşılığı takibe konu edilebilir. Benzer şekilde kambiyo senetlerine özgü takipte para alacağı söz konudur ki kripto para hukuken para olmadığından bono, çek gibi senetlere konu edilemez.
MİRAS BIRAKILMASI
Kripto para hukuku içerisinde henüz kripto paraların net bir şekilde nitelendirilmemiş olması bunların bir “değere” sahip olmayacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla Bitcoin miktarının ve dolayısıyla diğer kripto paraların miras bırakılabileceği kabul edilmektedir. Gene kripto paraların miras sözleşmelerine de konu edilebileceğini söyleyebilir.Tabi burada muhtemel işleyişe göre kişinin kripto paraya ilişkin cüzdan/şifre bilgilerini bir şekilde sözleşmenin karşı tarafına ifa zamanında iletebilmesi gerekir. Bu durumda mirasçı her türlü tasarruf hakkına haiz olacaktır.Kripto paraların kişiye özel olması, kişinin açıklamadan varlığından haberdar olunamaması nedeniyle ise bu kripto paraların mirasçılar tarafından alınıp kullanılabilmesi için miras bırakanın ölümden önce şifrelerini mirasçılarına teslim etmesi gerekmektedir.Bunun yanında blockchain sistemi içerisinde de kişinin ölümü halinde kripto para sahipliğinin buna uygun olarak düzenlenmiş olması gerekir.
VERGİLENDİRİLEBİLİR Mİ?
Türkiye’de vergi sistemine bakıldığında gelir kaynağı sayılan ve kazanç elde edilen her şey vergi kapsamına alınmaktadır. Türkiyedekripto paralardan vergi alınabilmesi için öncelikle hukuken tanınması gerekmektedir. Ancak kripto paralar ülkemizde şu an için resmî kurumlarca kabul edilen, hukuk düzeni içinde korunan ya da vergisi alınan bir para birimi değildir.
Türkiye’de kripto paraların bir yasal düzenlemesi olmadığı için vergilemenin nasıl yapılacağı hususu tartışmalıdır. Dolayısıyla kripto paralara ilişkin bir niteleme yapıldıktan sonra vergilemenin ne şekilde yapılacağı netlik kazanacaktır. Ülkemizde hukuken tanınmayan kripto paraların yukarıda belirttiğimiz şekilde emtia (mal), menkul kıymet ya da para olarak değerlendirilebileceği savları vardır. Dünyada PwC’nin Ekim 2020 tarihli yaptığı çalışmada kripto paraların nasıl vergilendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak bir kılavuz yayımlanmış ve çoğu ülkenin gelir vergisi açısından kripto parayı ‘gayri maddi bir varlık’ veya ‘finansal bir varlık’ olarak nitelendirdiği görülüyor. Yine bazı ülkelerde kripto para emtia ya da para olarak tanınmış ve vergilendirme bunlar üzerinden yapılmaktadır. Dünyaya baktığımızda kripto paraların tam olarak hukuki statüsünün ne olduğuna dair net bir anlayış olmadığı gibi vergilendirmede de farklılıklar görülmektedir.