Koku deyince aklımızda bin bir türlü duygu ve koku gelir. Bu kelimeyi duymak bile hafızamızı harekete geçirirken, yoldan geçerken, geçmiş anılarımızda yeri olan bir kokuyu duyduğumuzda sanki o anı tekrar yaşıyormuşuz gibi bir etki bırakır. Bunun sebebi koku hafızamızın beyinle olan bağlantısı diğer bütün duygulara kıyasla daha güçlü olmasıymış.
Geçen kış aylarında karşılaştığım nergis çiçeğinin kokusu bende küçükken yaşadığım evimle ilgili hatıraları uyandırdı. Kış ve yağmurun altında o kokuyu duyarken eve koştuğum anlar. Gözlerimi kapatsam tekrar yaşıyor gibiydim sanki. Dışarıdan eve girdiğimde burnuma gelen koku. Annemin uzun zamandır yapmadığı kekin kokusuydu. Geçmiş yıllar boyunca o kekten aldığım her çatalı sanki tekrar yaşadım. Ya da eski bir sevgilinin yıllardır değiştirmediği parfümünü bir gün alakasız bir yerde rüzgâr yüzüme çarptı. Söylediği tüm kelimeler ve yaşanılan her an hafızamda canlandı.
Anılarımızla eş zamanlı duyduğumuz kokular, o anıları beynimize daha kalıcı ve detaylı aktarmasını sağlıyor. Görsel ya da işitsel anılarımız üzerinden zaman geçtikçe bozulabiliyorken, kokuyla bağlı hatırladığımız anıları daha detaylı ve daha uzun süre hatırlayabiliyoruz.
Peki bu koku hafızası bireysel mi yoksa toplumsal olarak da belirli kokularda aynı duyguyu yaşayabilir miyiz?
Bana kalırsa kişisel derim, mesela yağmur yağdıktan sonraki toprak kokusu. Bu kokuyu herkes bilir, huzur bulur ve hoşuna gider ama kime hangi anıyı hatırlatıp da huzur bulduğunu bilemeyiz. Bazıları neşeli bir pikniği hatırlarken bazıları sevdiği birinin mezarında yağan yağmurun toprak kokusuyla farklı anılar hatırlayabilir.
Hayatımız boyunca duyduğumuz kokular ve o an hissettiğimiz duygular çok yoğun olsaydı belki de her anımızı hatırlardık. Tabi bu pek bilimsel olmasa da koku hafızasının belirli bir gücü var. Hem bilimsel hem de duygusal yönden.