İçinden geçtiğimiz süreçte yüzleştiğimiz gerçekleri bilim ve iletişim çağında az çok cep telefonu kullanan, internet ve diğer iletişim araçlarını inceleyen herkes Memleket Meselesine dönüşen 16 Nisan Referandumun da sağ duyusunu eline alarak görevini yapacaktır. Göbeğini kaşıyan adam diyen, dağdaki adamla benim oyun bir mi diyen zihniyeti bilmeyecek kadar aciz değildir. Hele hele geçmişte yaşanan bir acı olay var ki yine bu zihniyetin hüküm sürdüğü yıllar da üzerinde ki kıyafetin uygun olmadığını belirterek salona alınmayan ozanımız Aşık Veysel’e yapılanları kim unuttu ? Kim bilmiyor ? Bunlar söylendi mi ? Bal gibi de söylendi ? Ozanımız Aşık Veysel’e bu davranış yapıldı mı ? Bal gibi de yapıldı. Sıralasak, alt alta yazsak vatandaşımıza, iyi niyetli, masum ve saf Anadolu insanına yapılanları aktarsak günler alacak sayfalar sığmayacak.
Bir vakurluk ki, bir ağırbaşlılık ve saygı değer kültür ve örf ananenin üzerimize bezendiği ülke insanı olmuşuz ki hep şunu söylemişiz
-Büyüklerimiz bizden daha iyi bilir !..
Bildiklerini söyleyenler oysa bizi ve teknolojiyi, insanlığı, adamlığı, duruşu, muhakeme yapabilme cesaretimizi ne çok ertelememize neden olmuşlar.
Taa ki tüm bu saklanmışları 15 Temmuz günü o kara gecenin ardından öğrenene kadar. Yazdıklarımızı, çizdiklerimizi, anlatmaya çalıştıklarımızı ustalarımız, ağabeylerimiz, memleket ve ülke sevdası için eline kalemi alanlar daha iyi anlatıyorlar elbet. Ancak bu süreç öyle bir süreç ki dilimiz döndüğünce, yıllarca bu zihniyeti takip ederek bu günlere gelmiş bizlerin de o saklanmışlara, ertelememize etki edenlerin yaptıklarına, kimin kimlerle ülkemizin paçasından aşağı çekmeye çalıştıklarını dile getirmek boynumuzun borcu olmuştur. Yani bu memleket meselesidir. Hollanda, Almanya, Fransa, İsveç… Yani ne büyük dertleri var mış ülkemizle ? Ne çok severlermiş ülkemizi ?
Ne 15 Temmuz ruhu unutulur, ne de bugün ülkemize karşı kurulan ittifak göz ardı edilebilir. Tüm bu gerçekler ışığında 16 nisan da sandığa yine bu milletin sağ duyusu yansıtılacak ve ülkemizin önü açılacak, yol almaya devam edilecek. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ise Evet’çileri Ege’ye ve Akdeniz’e dökme işini hiç mi hiç konuşmuyorum. Siyasetin bittiği yer mezar olduğu söyleniyorsa da Deniz Baykal’ın bu açıklamasından sonra sanırım siyaset yolculuğunun da sonunun geldiği mümkün durum gibi görünüyor. Evet diyecekler yine bu memleketin evlatları, Anadolu’nun bağrından çıkmış insanlar. Onları ne Akdeniz kabul eder, ne Karadeniz, Ne Ege. Onların kabul edildiği tek bir yer olacaktır “İnna lillahi ve İnne ileyhi racuun”
Yani Muhakkak ki topraktan geldik toprağa döneceğiz… Yerimiz burasıdır…