Savunulan, kendilerince doğru olduğuna inandıkları düşünce ve ifadelerin öncesi yok. Yaşanmışlığı yok, gerçekleştirilen hiçbir yatırım ve vatandaş nezdinde memnuniyet yok. Hayır cephesi’nin geçmişte ortaya koyduğu vatandaş odaklı bir çalışma ve yatırım, hizmet olmayınca vatandaş son 15 yıldır yüzleştiği bir Türkiye gerçeği ile bu durumları karşılaştırıyor. Bugün bir çok anket firmaları sürekli sorgulama yapmakta. Notlar ve bilgiler not etmekte. Anketlere inanın. Anketler yalan söylemez. Bugün onlarca anket sonucu önümüze geliyor ve muhalefet kanadının firması bile ayıp olmasın diye ya 1 puan geri de ya da başa baş gösteriyor. Ancak diğer 9 anket EVET’in ağırlıkta çıkan sonuçları ortaya koyması samimiyeti ve samimiyetsizliği gözler önüne seriyor.
Samimi ve abartısız yapılan anketlerde çıkan sonuçlar gerçekleri ortaya koymaktadır.
Bir seçim arefesinde anketör bir arkadaş ile sohbet ediyoruz.
-Senin ilçe de mevcut belediye başkanının durumu çok kötü. Hep geride çıkıyor’ demiş durumun hiç de iç açıcı olmadığını belirtmiş ancak biz hiç anketin doğruluğuna inanmak istememiştik.
Sonuç, elbette anketin ortaya koyduğu rakamlara denk gelen bir netice ortaya çıktı. Bugün Anketleri saklamaya çalışanlar, vatandaşın aklını yalan ve iftiralar ile çelmeye çalışanlar işte bu anketlerin sonuçlarını da bildiklerinden bel altı vuruşlar yaparak 16 Nisan Referandumunu etkilemeye çalışmakta.
Ancak az önce de belirttiğim gibi bu durumun önünü kesecek hiçbir yatırımı, hizmeti, gerçek bir ülke yöneticiliği yapmamış olanlar Hayır’ı anlatırken desteksiz ve şuursuzca bunu ortaya koyması taraftar bulamamaktadır. Son 15 Yıldır sağlıktan, ulaşıma, şehir yöneticiliğinden ülke yönetiminde yapılması gereken ne varsa tümünü vatandaşına yansıtan irade elbette ki destek buluyor, elbette ki karşılık buluyor, elbette meydanlara milyonları karşısında görüyor. Hizmeti yapan, ortaya koyan, üreten, karşılığını veren, milletin gücüne inanan irade bu hissiyatını hiç kopartmadan kol kola yürüdü. Bu kol kola omuz omuza olma durumu 15 Temmuzda da kendini göstermiştir. Ülke olmanın, millet olmanın şuuru 15 Temmuz da tecelli etmiştir. İradeye böylesine sağ duyu ile bağlı bir millete ne yapılsa azdır. İşte 15 Temmuz öncesi de, sonrasında da ülkenin yönetiminde ki irade kabul görüldüğünü ve yaptığı işlerin gerçekçiliğini ortaya koymasından ötürü anketlerde bu yönde tercih edilişin altına imza atmaktadır. Hayır ve Hayırcı’ların anlayamadığı durum budur. 60 yıldır ne yapıp ne yapılamadığı mevzusu bir film şeridi gibi sandık başına giden seçmenin gözünün önünden geçmektedir. Bu yüzden Avrupa’nın bizim iç işlerimize karışması, dağda ki hainlerin taciz ve cinayetleri, bugün anketlerin yüksek çıkan kararın önüne geçememektedir. Kalan son 12 günde çok şey de değişmeyecektir yüzdelerde. Türkiye ülke olarak birlik ve beraberliğin, kültür ve ülkü birliğinin ne büyük bir güç olduğunu Dünya ya 16 Nisan dan sonra daha çok ve net bir şekilde gösterecektir. Bu gücün 400 yıl öncesini bilen Avrupa’nın dizleri bu yüzden titriyor. Osmanlının o büyük gücünün doğuşundan rahatsızlar.