Milli irademize saldırarak ülke yönetimini ele almak isteyen vesayetçi zihniyetin fitne tohumlarıyla doldurulup masum 20’lik delikanlıların kandırılarak kendi halkına, kendi namusuna namlu çevirmesinin ardından tam 5 yıl geçti.
Geçen 5 yıldan sonra yine bir 15 Temmuz akşamı Antalya halkı, milli iradeye, demokrasiye, halkın sesine canı pahasına sahip çıktığını göstermek için genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, kundaktaki bebesiyle yollara döküldü. Cumhuriyet Meydanına yürüyen on binlerce vatandaş elinde Türk bayraklarıyla, yüreğinde vatan aşkıyla ve bir daha yaşanmasına izin vermeyeceği, yaşanırsa asıl darbenin böyle darbeci zihniyetlere ağır geleceğini hiç çekinmeden göstermek üzere semaya yükselen seslerle haykırdılar; “Vatan bölünmez, millet bölünmez, Türkiye geçilmez!
Öyle büyük bir coşkuyla herkes tek yürek olmuş, tek bir ağızdan, şehitlerin asla ölmeyeceğini; “Bir ölür, bin diriliriz” diyerek, şahadetler getirerek, yürüdükleri yollara dahi binlerce şehit kanıyla sahip olunduğunun bilincine vararak hareket ettiler. Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürürken, evlerinin balkonlarından, pencerelerinden, yürüyen topluluğa, atılan sloganlara, ellerinde bayraklarla eşlik eden, seslenen, darbelerin ve darbeci zihniyetlerin artık son bulmasını arzu eden binlerce vatandaş 15 Temmuz ruhuyla oradaydı. Bunu hissetmek, vatan aşkını 7’den 70’e insanların gözlerinde görmek, iliklerine kadar sahiplendiğine inanmak büyük bir ayrıcalık oldu benim için de.
Hala darbenin varlığına inanmayan, kurmaca olduğunu düşünüp, o kâbus dolu geceye farklı göndermeler yapan hatta kendilerine göre gerçek bir darbe olsaydı sevineceklerini bile dile getirmekten çekinmeyen hain zihniyetlere rağmen halkımız; devletinin, milletinin, demokrasinin, milli birlik ve beraberliğin yanında, dik bir duruş sergiledi. , Allah muhafaza böyle bir olayın tekrarında ilk olarak hedefe bu hain zihniyetleri koyacağının sözünü kendine verdi.
O gece vatanına sahip çıkmak için, Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine tankların önüne, namlunun gözüne bedenlerini siper etmiş halkımızdan 251 masum can, şehadet yolculuğuna çıkmış, 251 ailenin ocağına ateş düşmüş, 83 milyonun yaşadığı topraklar aziz şehitleri için açılmış ve bedenler toprağa dokundukça ruhları tüm ülkemi sarmıştı. Rabbim canını hiçe sayarak vatanı savunan şehitlerimize rahmet, gazilerimize hürmet ve tüm ülkemize sabırlar ihsan eylesin.
Halk artık biliyordu. Vatanı sadece sevmek yetmiyor. Vatana sahip çıkmak sadece sevmekle olmuyor. Uyanık kalmak, içerde ve dışarda her türlü hainliğe karşı gözü açık, benliği açık olmanın yanı sıra daha çok bilmek, daha çok okumak, daha çok farkındalık oluşturmak gerekiyor. Ülkemizin kurucusu Atamızın da gençliğe çağrısında dediği gibi; Birinci vazifemiz, geleceğimizi ve ülkemizi sonsuza kadar korumak ve savunmak. Çünkü varlığımızın ve bağımsızlığımızın temeli sadece buna dayanıyor.
Ey aziz milletim, geçmişimiz, şanlı tarihimizle süregelen varlığımız daim, bağımsızlığımız sonsuz olsun.