Ana vatanımızın yavrusudur, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetimiz. Her zaman ilgi duyduğum, her gelişmesinden haberdar olmak için çabaladığım yavru vatanımızın Başbakanı Ersan Saner, geçtiğimiz günlerde Antalya’mızı ziyaret ederek, yangında zarar gören Manavgat ilçesi halkının gönlünü almaya, yangına bir damla su olabilmek adına ana vatanında vatandaşlarıyla birlik, beraberlik duygusu içinde bir olmaya geldi.
28 Temmuz’da başlayan ve 10 gün kadar devam eden yangın afetinde KKTC Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar Beyefendi de ana vatanın acısını yüreğinde hissetmiş, yalnız bırakmamış ve Antalya’ya gelerek çalışmaları yakından izleyip, destek olmaya çalışmıştı. Şimdi de başbakanımızı görmek, birliğimizin daimi olduğunu, içimizdeki onca acıyı bir nebze olsa, varlıklarıyla ve ziyaretleriyle dindirme girişimleri Antalya’da yaşayan bir kardeşleri olarak tüm ülkem adına tabi ki beni de onura etti.
Yangında zarar gören evlerin onarımı, halkın yeniden kaldığı yerden devam etmesi, hem ruhsal açıdan hem de maddi olarak olanakları artması adına yavru vatanımız KKTC hükümeti, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yapılan bir kampanya sonucunda 17 milyon TL AFAD’a bağış topladı. Başbakan Ersan Saner’in, “Biz hep, ana vatan nezle olursa, biz zatürre oluruz” sözleri bu iki vatanın birbirlerine canla kanla, beraberlik bilinciyle bağlı olduğunun bir göstergesi haline geldi. Yavru vatanımızda sürekli olarak yan yana gelemesek de can cana olduğumuzu hissettiğimiz kardeşlerimizin varlığı bizlere güç kuvvet vermeye devam edecektir.
Karşılıklı olarak yavru vatanımızla olan bağımızın sadece hükümetler arasında değil, vatandaşlar düzeyinde de artması diliyor, KKTC halkımızın haklarının en üst düzeyde BM’ne karşı da korunması ve toprak bütünlüğünün sağlanarak gelecekte KKTC’mize ait bir karış toprağın dahi hakkını arayarak sahip olabileceklerimizin gururlu bekleyişini sürdürüyorum. Avrupa ülkelerinin kendileri adına haktan hukuktan bahsederken, bunu KKTC için görmezden gelmelerini kabullenemiyor, içinde bulunulan Kapalı Maraş durumunun da en kısa zamanda çözüme kavuşacağını ve yavru vatanımızın has topraklarının herkes tarafından onaylanarak tanınacağını umut ediyorum.
Yaşasın ülke bilincimiz, yaşasın toplumsal birlikteliğimiz.