Yakınımın başından geçen bir hadiseyi siz değerli okurlarımla da paylaşmak istiyorum. Öyle derinden düşünülmesi gereken bir durum ki bu, bir eğitimcinin aldığı fomasyonu sıfır kılabilecek nitelikte!
6.sınıf öğrencisi bir evladımız, eğitim gördüğü devlet okulunda, okulun 300 TL karşılığında temin ettiği beden eğitimi kıyafetini henüz almamış. Dolayısıyla beden eğitimi derslerine kendi eşofmanıyla giriyor. Öğrencinin kıyafeti alma zorunluluğunu dile getirmek ve mecburi bir esas şeklinde durumu sunmak için, henüz 11-12 yaşlarında ergenlik dönemi başlarında olan evladımıza, öğretmeni(!); “Hala neden alınmadı okulun eşofmanı? Yavrum senin babanın altındaki arabanın markası ne?”, şeklinde oluyor.
Nerede nasıl, kime ne şekilde soru sorulacağının farkında dahi olamayan eğitimci, belli ki onca formasyon eğitimini boşa almış!
Durumun hassasiyetinin ve bu cümleleri sarf eden zihniyetin nasıl karanlık bir kuytuda olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Tabi onlarca arkadaşının içinde öğretmeni tarafından ailesinin bindiği araç sorgulanan çocuk, eve geldiğinde anne-babaya karşı tavır alarak, ergenliğin vermiş olduğu bireyselleşmede özsaygı ve değer algılarının gelişimi de dikkate alınırsa, öğretmeninin yaşattığı bu maddi değer yargısı içine hapsolup, ailesinin aracı ile kendisini aynı terazinin iki gözüne yerleştirmiştir.
Bir eğitimcinin(!), 300 TL değerindeki okul eşofmanıyla, babasının aracını kıyaslamasına sebep olan düşüncesiz davranışı, pandemi döneminde maddi sıkıntılar yaşarken çocuğuna hissettirmemek için ellerinden geleni yapmaya çalışan ailesini üzerken, üstüne titredikleri çocukları bugün kendi değerini bir araçla kıyaslayacak noktaya gelmiştir.
Kendisini değersiz ve önemseyen bir konumda hissetmiştir.
Buna sebep olan zihniyetin bir öğretici olması ne denli doğru?
Burada söz konusu; orta halli bir ailenin orta halli bir aracı varken, velev ki son model bir araç olsun, karanlığına gizlenmiş düşünceleriyle alım gücünü, cepteki telefona, ailenin altındaki araca bağlayacak kadar algısı düşük sözde eğitimcinin dar kafası!
İşte böyle eğitimciler yüzünden çocukların değer yargıları maddiyata bağlı olarak gelişmekte ve ne acı ki, yarın bu çocuklar koldaki saatten, cepteki telefondan, alttaki arabadan, giyindiği markadan tanır hale gelecek insanları!
OKUL EŞOFMANI 300 TL
Bir başka konu da, öğretmenin çok ucuz olduğunu iddia edercesine farklı kıyaslamalarla bir çocuğu psikolojik savaş içinde bırakarak ailesine karşı kışkırttığı, okulun zorunlu kıldığı eşofman bence de PAHALI! Bu tarz durumlarda ya zorunlu kılınmasın, ya da daha uygun fiyata, özellikle devlet okulları anlaşmalı olarak tedarik etsinler.
Maliyet hesaplamasına göre üç kalıp üzerinden anlaşmalı üretimde fiyatlandırma çok daha uyguna yapılabilir.
Not: Şimdilik okulun ismini diğer öğretmenlere ve eğitim kurumuna zarar vermemek adına açığa vermedim ancak, uyarılara rağmen bu durum devam edecek olursa, önyargıyla dolu değiştirilemeyen zihniyetle başka çocuklarımız da zehirlenmesin diyerek öğretmenin ve okulun ismini ifşa etmek durumda kalacağım.