Görsel ve yazılı basında son zamanlarda fazlasıyla ön plana çıkan ‘sokak hayvanları’ konulu haberler hepimizi derinden yaralıyor. Beni tanıyanlar sokak hayvanlarını bırakın, suda karınca görsem kurtarmaya çalıştığımı çok iyi bilir. Her sabah mahallemdeki can dostlarıma selam vermeden, başlarını okşamadan geçemem. Akşam eve dönüş yolunda çantaya doğru uzanan burunlarını gördüğüm için çantamda mutlaka onlara uygun yiyecek bir şeyler bulundururum. Site önlerindeki su kaplarını takip eder, boşsa site güvenliklerini bilgilendiririm.
Şükür ki mahalle sakinlerimiz de oldukça duyarlılar; kediler, köpekler, kargalar ve onların birbirinden tatlı yavrularıyla birlikte huzur içinde aynı mahallede geçinip gidiyoruz.
Ancak geçenlerde hayvanlara karşı hassasiyetimi bilen komşular basın sektöründe de yer aldığım için kapıma geldiler. Muratpaşa Fener Mahallesi’nde sabah servis bekleyen iki öğrenciye semtimizdeki köpeklerin saldırdığını iddia ettiler. Çocuklardan biri çok korkmuş ve gelen servisin önüne doğru atlamış. Durumu öğrenince güvenliğe gittik. Durumu izah eden anne babalar ve sabahın erken saatlerinde servisin acı fren sesini duyanlar duruma acil el atılması gerektiğini, aksi takdirde çocukların can güvenliğinden endişe duyduklarını dile getirdiler. Öyle ki sadece çocuklar da değil, site sakinlerinden yetişkinlerin de köpek korkusu olduğunu ve yıllardır ne yaptılarsa yenemediğini öğrendik. Daha öncesinde bisikletle dolaşan çocuk ve babası peşinden koşan köpekler yüzünden caddede zor anlar yaşadıklarından bahsettiler.
Bu arada mahallemizde otuzun üzerinde köpek toplu halde yaşıyor. Medikal Park Hastane Kompleksi otopark alanından, Tekelioğlu Caddesi Opet Petrol Ofisine kadar olan kısımda bu canlarımızı rahatlıkla görebilirsiniz. Genellikle sabahın erken saatlerinde ve geceleri bir o yana bir bu yana deli gibi koşuyorlar. Onların varlığı ve sesleri bana güven verse de fazlasıyla korkan ve korktukları için ısırılma olayı olmasa bile caddeye fırlayarak hayatını tehlikeye sokan vatandaşlarımız var. Telaşlı ve tedirgin aileler durumu belediyeye iletmemi istediler. Bana her ne kadar masum gelseler de korku başka bir şey. Onları anlıyorum. Son zamanlarda haberlere konu olan durumlar ailelerifazlasıyla hassaslaştırıyor.
Ergen yaşta çocukların korkuya binaen sözleri tedirgin edici. Öyle ki çocuklardan, ‘biz de yanımıza bıçak alırız, bize saldırırsa biz de onlara saldırırız’ gibi söylemler çıkmaya başlamış.
Durumu Muratpaşa Belediyesi’ne ilettim. Özellikle de hiçbir canlıya zarar vermeden, kısırlaştırma operasyonlarının yanı sıra, bu canlara gerçekten destek olunması gerektiğini, vatandaşların onların varlıklarından memnun olsalar bile aileleri için korkuya kapıldıklarını ve sürekli rahatsızlık içeren serzenişlerinin zamanla öfkeye dönüştüğünü bildirdim. Belediyeden durumla ilgilenileceğinin sözünü de aldım ancak yine şikâyetler gelmeye devam ediyor. Bu seferde bir komşumuz evde beslediği köpeğini sabah tuvalete çıkardığı sırada sokaktaki diğer canlar saldırıya geçmiş. İnanın sebeplerini ben de bilmiyorum. Neden kimine yaklaşıp koklarken, kimilerine daha saldırgan olabiliyorlar henüz çözemedim. Belediye saldırganlık özelliklerini kontrol atına alan iğne yaptıklarını ve kontrollerinin düzenli olarak takip edildiğini bildirdi.
Sokaktaki canlarımızın saldırgan tutularından şikâyetçi olan mahalle sakinleri, onlara mama veren diğer sakinlere karşı da öfke duymaya başladılar. Çocuklarının, hatta kendi canlarının dahi tehlikeye girebileceklerini yüksek sesle ifade ettiler. Ben de artık hem korku yaşayan çocukların ve ailelerinin başına gelebileceklerden, hem de o can dostlarımızın sağlığından endişe duymaya başladım.
Eminim diğer semtlerimizde de benzer durumlar söz konusudur ancak yaşananlar dâhilinde Şirinyalı veFener Mahallesi sakinleri, ne insanımıza, ne de hayvanlarımıza zarar gelmedendurumun bir an önce çözümlenmesini istiyor.