Sağlık sektörüne karşı olan ilgimi hem yazılarımdan, hem de insan hayatının önemine vurgu yapan değerli doktorlarımızla yaptığım röportajlardan hatırlayacak olan değerli okurlarım;
Bu yazımda, birkaç gün önce yaşamış olduğum durumdan yola çıkarak, sağlık kurumlarında yapılan haksızlıklardan, vatandaşın düştüğü zorluklardan ve özellikle özel sektörde zorda kalan doktorlarımızdan bahsedeceğim.
Üstünüze afiyet geçtiğimiz Cuma günü ufak bir rahatsızlık geçirdim. Deride enfekte olan bir bölgenin durumu aniden kötüye gidince Antalya Araştırma Hastanesi acilinde bölgeye enjektörle giriş yaparak enfeksiyonun bir kısmını almaya çalıştılar. İşlemin ardından rahatlayacağımı söyleyen doktor gerekli reçeteyi yazarak eve gönderdi. İlaçları alıp yola koyuldum ancak daha varmadan titreme nöbeti, halsizlik, baş dönmesi ve mide bulantısıyla kendimi eve zor attım. Elim, kolum tutmaz oldu. Aşırı üşüme ve terlemeyle beraber ateş 40 dereceye yükseldi. Ani gelişen bu durum karşısında evimin hemen yakınında bulunan Antalya Medikal Park Hastane Kompleksi acil bölümüne gittik. Ayakta duracak halim yoktu, tekerlekli sandalyede içeri aldılar. Acil kısmında sedyeye aldılar. Acil doktoruna yaşananlar anlatıldı. Tabi bu arada mide bulantısı ve giderek yükselen ateş devam ediyordu. Yoğunluk olmamasına rağmen sedyede 20 dakika kadar öylece beklettiler. Bu arada ne bir tansiyon – ateş ölçümü, ne bir kan alımı, ne de serum tedavisine geçilmedi. Ben orada sancıdan ve ateşten kıvranırken sadece eşimi çağırdılar, hepsi bu. Eşim, ilgili evrak ve cüzdanını almaya yanıma geldi. Ne olduğu sorduğumda, daha acilde benimle ilgilenmeye tenezzül etmeyen sistemlerinin gerekli tetkikleri uygulamak üzere sigortalı hastadan 1750 TL ödeme talebinde bulunduklarını öğrendim. İnanır mısınız sevgili okurlar, onca acımın üzerine başıma balyoz yemiş gibi oldum. O parayı ödedikten sonra ilgileneceklermiş(!) Dedim, ne olur hemen gidelim. Eşim, iyi olmadığımı, hemen ilgilenilmesi gerektiğini söylemeye çalışsa da titreye titreye düşmeyi göze alarak indim sedyeden.
Ve tek bir şey çıktı ağzımdan; ‘Yazıklar olsun böyle ticari sağlık kurumuna!’
Beni anlarlar diye işlem yaptırdığım Antalya Araştırma Hastanesi’nin aciline gittik. Orada da ilgilenen olmayınca ateş-ter-istifra derken kardeşim çıkageldi. Hemen Medstar Antalya Hastanesi’ni önerdi. İyi ki de önerdi. Hastanenin kapısından itibaren ilgilendiler. Doktor, ‘serum, damardan antibiyotik, sakinleştirici, ağrı kesici’, diye konuşurken kendimden geçmişim. Yarım saat sonra ateş 37,5, tansiyon 9/6 biraz biraz kendime geldim. Enfeksiyon kanıma karışmış, erken müdahale ile toparlayacağımı söylediler. Reçetemi kontrol edip, gerekli eklemeleri yaptılar. Memnuniyetle ayrıldık. Hesap mı; 275 TL.
Aradaki farka bakın. İnsanlığa, sağlık bilincine, saygıya ve ödenen tutara bakın!
Özel hastane tercihlerinde acil durumlarda ödenen rakamların kimisi ağız uçuklatır cinsten. İnsanların aciz hallerinden yararlanmak istenen, ticarethaneler haline gelen hastanelerin varlığı insanların sağlıklarını tehdit eder hale geldi. Doktorlar bile hastane prosedürlerinden ve fiyat politikalarından dolayı mesleğini layıkıyla icra edemez olmuşlar.
Devlet hastaneleri mi? Doktoruna göre değişen ilgiyle birlikte sıra sana gelinceye kadar yaşarsan ne ala!