Geçtiğimiz haftalarda Türk moda tasarımcısı, yaşayan efsane Yıldırım Mayruk’un podyumlara vedasının ardından yine dünyaca tanınan moda tasarımcısı Kenzo’nun koronovirüs Covid19 neticesinde bu ani ve sonsuz vedası tüm moda severleri derinden etkiledi. Modayı sanata dönüştüren, yüz güldüren, düşündüren ve insanın doğalından ayırmayan özüyle Kenzo Takada bir Japon-Fransız moda tasarımcısıydı. Tüm dünyanın takdir ettiği parfüm, kıyafet ve cilt bakım ürünleri üzerine kendi adıyla marka olmuş, başarılı bir tasarımcıydı. Aynı zamanda Avrupa’da yoğun ilgi görmesinin yanında Asya Couture Federasyonu'nun da onursal başkanıydı.
MODA TARİHİNDE BİR İLK!
Bir zamanlar Paris moda haftalarını alt üst eden, gönüllere taht kuran bu marka tüm dünyada tanıtan ilk Japon markası olarak da tarihe adını yazdırdı. Tokyo Bunka Moda Okulu’nun ilk erkek mezunlarından olan Kenzo Takada, koleksiyonlarında içsel huzura yolculuk yapacak kadar neşe ve azim dolu, bol ve asimetrik kesimleri, iri çiçek desenleriyle kadınları özgürleştiren deneyime sahip bir tasarımcıydı. Doğu Batı sentezinde harmanlanarak daima tüm dünyaya açılan fikirleriyle doğduğu toprakları her zaman hatırlatacak niteliklere sahip, meraklı heyecanını ve sıcak gülüşünü hiç kaybetmeyen özel bir insandı.
Ardında o kadar büyük izler bırakarak ilerledi ki, çok sevdiğim Issey Miyake ve Yohji Yamamoto gibi Japon markalarına öncülük eden kendisine has Kenzo'nun eklektik tarzı, Dries van Noten'dan Marc Jacobs'a pek çok tasarımcıya ilham vermeye devam ediyor.
O İLK KOLEKSİYON…
60’lı yılların başında kendi topraklarından ayrılarak Paris’e gelen Kenzo, o iç ısıtan gülüşünü bile modanın kalbinde attıracak tasarımlara imza atacak, artık yavaş yavaş tüm dünyaya adını duyuracaktı.
Beni en çok etkileyen hikâyesi de bu ilk koleksiyonu oldu. İlk koleksiyonunu hazırlamaya karar verdiğinde, parası yetmediği için Paris'in Montmartre bölgesindeki bir manifaturacıdan sezon sonu ucuz kumaş bulup bol miktarda alan Kenzo’nun bu kumaşları kullanarak yaratacağı iri çiçek desenleri ve bol kesimlerinin tüm dünyada bu gün bile taklit edileceğini kim bilebilirdi ki?
O yıllarda hiç düşünmüş müdür acaba?
*UNUTULMAYACAK!
*Büyük statlarda rock müzik eşliğinde sunduğu ve oldukça uzun süren – (3saat kadar) defileleriyle de dikkat çeken bir markaydı Kenzo Takada.
*Kenzo, 1993 senesinde parfümü de dâhil olmak üzere Louis Vuitton'un da sahibi lüks Fransız moda markası LVMH'e satılması ile uluslararası olmak isteyen moda markalarına da örnek oldu.
(En azından bu şekilde söyleniyor ama illaki Dünya çapında tanınmak için Dünya çapında başka bir markayla ortaklık kurma ya da o markanın himayesi altında olmayı bir türlü benimseyemiyorum.)
*Yüz gülümseten tasarımları, neşe algısı, mutluluk çağrısı ve özgürlükçü yaklaşımıyla doğadan ilham alan ve doğayla bütünleşen bir tasarımcıydı Kenzo.
*Kenzo son koleksiyonunu 1999 senesinde hazırladı.
**Merak edenlere hemen dip not geçeyim; Geçtiğimiz hafta Paris Moda Haftası’nda podyuma çıkan Kenzo markasının tasarımları, 2019 yılı itibariyle Felipe Oliviera Baptista tarafından tasarlanmaya devam ediyor.