Dün muhteşem bir törene ev sahipliği yapan Atatürk Kültür Merkezi’nde, Hz. Mevlana’nın Hakk’a vuslatının 748’inci yılı münasebetiyle Şeb-i Arus Sema Töreni düzenlendi. Tasavvuf âşıklarını bir arada görmenin mutluğuyla huzur bulan kalbimi şuraya bırakıp, törenden ve törende genellikle karşılaşılıp anlaşılmayı bekleyen ifadelerden bahsetmek istiyorum.
Törene gelenlerin kimileri durumun hassasiyetini bilen, kimileri yeni öğrenen, kimileri de ilk kez karşılaştıklarından meraklı ve anlam karmaşası yaşayan insanlardı. Ama sadelikleri ve saygıları muazzamdı.
Sema’nın asırlardan günümüze gelen ve büyük anlamlar barındıran bir ayin olduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. Konya doğumlu olmam ve tasavvufa karşı büyük bir ilgiyle yaklaşmam gereği ufak yaşlarda bu anlamları öğrenmiş ancak yaşamın içinde daima derinlik kazanması sebebiyle hep eksik, hep yarım hissetmişimdir kendimi. Bunu tamamlamak ancak huşu içinde sema etmekle mümkün belki de. Hakk’a varışla ve inançla tamamlanacağı için öğrenmeye devam ettiğim bir yoldayım.
“Sema ayininde neden dönülür” diye işittim törende henüz 7-8 yaşlarında olduğunu öğrendiğim bir kız çocuğundan. İllaki bilenler vardır ancak bilmeyenlere anlatmak da bilenlerin sorumluluğundadır diyerek birkaç aktarım yapmak isterim.
Var oluşun temeli dönüştür. Temelde, evrende her şey dönüş ile yaşama devam edebilir. Vücudumuzdaki kan dolaşımından tutun da gezegenler, yıldızlar, ay, güneş derken bütün evrende yaşam, her şey bir uyumun etrafında, uyumla döner.
SEMA TERİMLERİ;
Sema edenlere Sema’zen, Sema’nın yapıldığı yere Semahane denir.
Semahane’nin dairesel olması kâinatı simgeler.
Sema başlangıcında kolların çapraz ve bağlı olmasına Niyaz duruşu denir.
Siyah hırkayı çıkararak ellerini çapraz yaparak omuz başlarını tutarlar. Bu, Elif (Arap alfabesindeki ilk harf) yani 1 rakamını anlatır.
Allah’ın varlığına, bütün varlığımla şehadet ederim demektir.
Sağ taraf: Bilip, gördüğümüz tüm âlemi ( maddesel)
Sol taraf: Maneviyatı ve mana âlemini temsil eder.
Hz. Mevlana’nın torunlarından seçilen tarikatın başına ‘Çelebi’ denir.
1001 günlük çileyi tamamlayan dervişe ‘Dede’ denir.
Mevlevihane’nin başına Çelebi’nin de onaylamasıyla, dedeler arasından seçilen ‘Şeyh’ gelir.
Ney: kâmil insanı temsil eder. İçi oyularak hazırlanır ve sahibinin sesini verir.
KIYAFETLER;
Tennure (beyaz giysi) saflığı ve nefsin kefenini,
Sikke yani derviş tacı (başlarına taktıkları uzun bal rengi keçe ) nefsin mezar taşını ve tevhidi,
Siyah hırka, nefsi ve kabri simgeler.
Sikke ile kulakların kapanması bu yalan dünyayı duymadan yalnız Allah’a yapılan yolculuğu resmeder ve anlamlandırır.
Kırmızı post Mevlana’nın makamıdır. Hz. Şems’i temsil eder. Kırmızı aynı zamanda vuslatı simgeler. Vuslat, Allah’a varış demektir. Mevlevilikte yeni olanlar her rengi içinde barındıran siyah posta otururlar.
Derviş zamanla, ancak öğrenmeyle beyaz posta oturmaya hak kazanabilir.
Geldikleri soyları anlatan renkleriyle sarık sarmak şeyhlerin ve halifelerin hakkıdır.
Daha şimdiden izlediğiniz tören giderek netleşti değil mi, tören esnasında kameraya almış olanlar vardı, eminim tekrar dönüp bakacaklardır anlam niteliklerine.
SEMA AYİNİ;
Sema ayini 4 kısımdan meydana gelir. 4 büyük aşamayı kaydeder.
Bunlar,
1-İnsanın kendi kulluğunu idrak etmesi
2-Allah’ın büyüklüğü karşısında duyulan hayranlık
3-Hayranlığın aşka dönüşmesi
4-Yaradılış amacına, kulluğa dönmek ki en büyük mertebe olarak anılır.
Dördüncü selamın sonunda şu cümle yüksek sesle söylenir.
“Her şeyi bildiyse ve kemâle erdi isen de kulluk terk edilmez. En büyük mertebe hizmettir. Bilenlerle bilmeyenler bir değildir.” Tekrar Dünyaya dönüş. 4.selam marifet aşamasını ifade eder. En son Kur’an-ı Kerim’den bir ayet okunur ve semazen hırkasını giyerek tekrar dünyaya maddi âleme dönüş yapar.
Her selam bitiminde semazenler ikili, üçlü, dörtlü olarak bir araya gelirler. Bunun anlamı da birlik, beraberlik ve dayanışmadır. İnsanın birbirine muhtaçlığını anlatırken, tekliğin Allah’a mahsus olduğu anlamı taşır.
Umarım bu kısa anlatımlarla aklınıza takılan bazı noktalara ufak da olsa dokunabilmişimdir. İzlemeye daima değer olarak gördüğüm bu sema ayinlerini kaçıranlar varsa internet üzerinden de seyredebilir. Ney sesinde huzuru ve kendinizi kendinizden sonra Hakk’ta bulacağınızdan eminim.
Bu vesileyle Hz. Mevlana’yı bir kez daha saygıyla ve rahmetle anıyorum. Büyük Türk mutasavvufu ve mütefekkîri Hâkk aşığı, Hakk dostu Mevlânâ Celâleddin Rûmî ölümü vuslat bilmiş, ölüme Şeb-i Arus diyerek düğün ilan etmiştir.
Allah’ın rahmeti ve bereketi üstüne olsun.
Törende büyük emeği geçen İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Tasavvuf Müziği topluluğunda görev alan tüm sanatçılarımıza, Antalya Valiliğimiz, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü çalışanlarına, Akdeniz Konyalılar Federasyonu’na, Antalya Konyalılar Derneği’ne, Konsiad ve Karaman Ayrancılar Kültür ve Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne sevgi ve selamlarımı sunarım.