Anne baba olmayı tadan şanslı insanlar bilirler ki, amca-dayı-teyze –hala sıfatlarıyla taçlandıklarında aile kökleri sıkı sıkıya bağlanır ve bu sıfatlara layık olabilirlerse, aile bayrağını taşıyacak, gelecekte kapısını çalacak canları, kendinden parçaları çoğalmış olur.
En zorlu sınavlardan biri ebeveyn olmakla beraber, diğer sıfatların ve sorumlulukların üstesinden gelmek de meşakkatli ve adalet isteyen bir olgudur.
Ben doğurmadım amahamdolsun ki, Rabbim ‘ana’ diyen bir evlat nasip etti. Üstüne de çok şükür yeğenlerim oldu. Teyzeliğimi taçlandıran, her birine baktıkça kendimden bir parça gördüğüm canlarım oldu. Çok küçük yaşlardan bu yana ‘teyze anne yarısıdır’ öngörüsünü o kadar çok duydum ki ben de bir yeğen olarak teyzelerime karşı beklentimi fazlasıyla yükselttim. Kimi zaman çocukça girişimler, kimi zaman yetişkinlikte doğan beklentiler derken, bu durum çoğu kez hayal kırıklığına da sebep oldu tabi.
Akraba ilişkilerini nitelendirirken birinci dereceden yakınlarımızla olan ilişkilerimiz, farkında olun ya da olmayın, bizleri ve bizden sonrakileri hayata karşı duruş, yaşama bakış, nasıl tamamlanılır ya da nasıl eksiklerden tamlar oluşturulur konusunda çok etkili olduğu kanısındayım. Aile içinde öğretiler tavırlarla ortaya konur ve nesil o öğretileri yaşamın ta kendisinden ve gördüğü muameleden alır. Dolayısıyla aile içinde sıfatınız her ne olursa olsun hakkını vermenin en incelikli ve özel yolu sevgiden, özveriden, hakikatle yaklaşmaktan geçer. Evlatlarımıza ya da yeğenlerimize veyahut torunlarımıza nasıl davranıyorsak, o algı genişleyerek bir sonraki nesle de intikal eder. Yaşanmış örneklerini çoğu kez görmekle beraber, farklı değerlendirmeleri de duyduğumuza göre yapmamız gerekenleri biliyoruz sanırım.
Aile içinde her ne olursa olsun ikili ilişkiler üzerinde iletişimi bölecek ya da yaralayacak hiçbir girişime izin verilmemelidir. Olumlama ve istikrarla sevginin temeli oluşturulursa, büyük ailelerin, geleceği sağlam akraba bağlarının da temelleri atılmış olur.
Her sıfat insana farklı anlamlar ve değerler katar. Kendimiz olmaktan vazgeçmeden sıfatlandırıldığımız değerlere sahip çıktığımız takdirde; yaşama farklı bakan, her an mutlu olmanın hazzını bilen, umut etmekten vazgeçmeyen ve daima yenilenen bireyler olarak ailemize, dolayısıyla çevremize farkındalıkla yaklaşacağımıza ve ilerleyeceğimize eminim.
Anneliği farklı açıdan tatmış olmamla birlikte; kız kardeşlere sahip olmanın güzelliğiyle, teyze olmanın mutluğunu yeniden tattığım için Allah’a minnettarım. Evladımın ve yeğenlerimin sevgisine layık olmak için umuda sarılıp, herkese arzu ettikleri sıfatları taşıyabilecekleri kadar ver Yarabbi diyerek dua etmeye ve sevginin gücüne inanmaya devam edeceğim.