Son zamanlarda faturaların yüksekliği dolayısıyla gelen şikâyetlerinin yanı sıra, fahiş kira bedelleri sebebiyle ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar,aniden yüzde 50 seviyelerinde ivme kazanan aidat tutarları konuları da gündeme damgasını vurdu. Öyle ki aidatlara binaen, site yönetimlerinde söz sahibi herkesin bir avukat akrabası oldu. Kimin acısı varsa bir tuz da biz basalım dercesine hem kiracı hem de kat malikleri icralarla zor durumda kaldı.Haklının değil, güçlünün adaletini baskıcı bir yapıyla kabul ettirmek isteyenlerle piyasa durumunu bahane ederek zam üstüne zam teşvikini gündeme getirenlere gün doğdu.
Herkes her şeyi biliyor, herkes akıl veriyor. Ancak doğru bir tane iken böyle durumlarda, doğrunun açılımını farklı açılardan yapabilecek, doğruyu boyutlandırarak her iki taraf için de akılcı ve hakkaniyetli çözümler üretebilecek işin ehli insanlara büyük görevler düşüyor.
Ben de birçoğumuz gibi bir site sakini olarak yaklaşık yirmi yıldır aynı mahallede ikamet ediyorum. Sitemizde ne gelire göre gider, ne de gidere göre gelir düzenlemesi yapılamadığı için ufak ufak başlayan dokunaklı cümleler, bir ay içinde üzülerek ifade etmeliyim ki yükselen feryatlara, isyanlara dönüştü. Yönetimin aldığı kararlar ile aidatlara gelen zamlar insanları çileden çıkardı. Hem kiracısı hem de kat maliki bu duruma artık sessiz kalamayacaklarının, almadığı hizmetin karşılığında bu kadar fazla ödeme yapamayacaklarının altını çizme kararı aldı. Konu bana geldiğinde, demokrasinin gücüne inanarak, imza çoğunluğu ile sesimizi duyurabileceğimizi dile getirdim. 180 daireden 110 imza toplandı. İmzalardan sonra durumu Apartman Site Yöneticileri ve Sakinleri Derneği-Asiyed Başkanı Av. İbrahim Güllü ’ye açtım. Konunun uzmanı olarak aydınlatıcı önerilerde bulundu. Öncelikle kiracıların maalesef ki site yönetimi toplantılarında söz hakkı olmadığını öğrenerek sağlam bir sarsıldık. Bunca imza boşa olmamalıydı. Bu aidatı kat malikleri kadar, kirasını ödediği sürece evin sahibi konumunda olan kiracılar da aynı şekilde ödemeye devam ediyordu. Dolayısıyla kiracılar olaraklehimize olacak farklı yolları da öğrenmeliydik.
Kiracı olarak ikamet eden site sakinlerinin, kat maliklerinden vekâlet alarak toplantıda söz hakkı elde edebileceğini öğrendik. Hatta ev sahibinin vekâlet imzasıyla bir kiracısını iki dairesinden de sorumlu tutabileceğini öğrendik. Bütün daireler tek bir kişinin dahi olsa, toplam daire sayısının sadece üçte biri kadarına hükmedebileceğini de not ettik. Böylelikle bu imzalarda ev sahipleri kendi adına, kiracılar da ev sahiplerinden aldığı vekâletnamelerle oturdukları daireler adına söz sahibi olabilecek duruma geldi. Yönetimi tekeline almış ya da sadece ev sahiplerinin aşırı baskıcı tutumuna boyun eğmek zorunda kalmış kiracılara da gün doğmuş oldu. Aidat fiyatlarındaki artışları başka siteler ile kıyaslayarak emsal oluşturmak yerine, her sitenin kendi giderleri, daire sayısına bölümü şeklinde taban alınmasının da hukuksal olduğu kanaatini geliştirdik. Böylelikle aidatlarda ve site yönetiminde ‘sizin söz hakkınız yok, siz kiracısınız, kat malikiniz toplantıya iştirak edebilir’ gibi cümlelerin rafa kalkacak kadar iddiasız olduğunu da gördük.
Hakkınızı arayın!
Site yönetimlerinde bulunan denetmenlerin her ay, aidat ödeyen herkesin görebileceği gibi, gelir- gider listelerini beyan etmeleri gerekiyor. Eğer böyle bir şeffaflık yoksa ödediğiniz paranın nereye gittiğini, alınan hizmete paralel olmayan fazla ücretinizin ne olduğunu öğrenmek en doğal hakkınız. Sesinizi sadece apartman boşluklarında yükseltmeyin değerli site sakinleri, sesinizi hukuksal olarak hakkınızı aramak üzere duyurun. Mutlaka işitenler de sessiz kalamayacaklardır.