Kişilik, halk arasında çok önem verilen bir kavramdır. Hemen herkes, başka bir insanı değerlendirirken en önce kişilik özelliklerine dikkat eder ve bunların olumlu olmasını ister. “Kişiliği bozuk, kişiliksiz, sağlam pabuç değildir, güvenilmez, beceriksiz, işe yaramazın teki, tehlikeli bir karakter, uyumsuz, sıra dışı, kötü,…‘’ tanımlamalarını sıklıkla günlük hayatımızda duyabiliriz. kişilik özellikleri olan insanlardır. Başka insanlar tarafından, garip, ahlaksız, şahsına münhasır ya da kötü huylu insanlar olarak algılanırlar. Hapishane popülasyonunda, dilenciler, karakolların ve acil servislerin müdavimleri ya da pratisyen hekimlerin hastaları arasında daha yüksek oranda bulunurlar. Genellikle nevrotik hastalardan daha ağır bir klinik tablo gösterirler.
Kişilik bozuklukları, ruhsal bozukluklar içinde son derece ciddi, tıbbi ve sosyal sorunlara neden olan önemli fakat en az anlaşılmış kategorilerden biridir. Çoğunlukla da Psikiyatristlerin tabirindeki “hastaların hasta ettikleri gelir bize” deriz. Kişilik bozukluğu olan insanlar tedaviye gelmezler. Psikoterapiye gelseler de tedaviye devam etmezler. Çünkü kendilerine göre onlarda sorun yoktur.
Akıl hastası olmayan, fakat ahlaki davranış ya da karakter açısından bozuk bireylerin varlığı, çok eskiden beri dikkat çekmiş bunlara ‘’ mantıklı delilik’’ ve ‘’ ahlaki delilik ‘’ gibi isimler verilmiştir.
Tarihsel açıdan en fazla ilgi çekmiş olan kişilik bozukluğu, eskiden ‘’ psikopat, sosyopat ‘’ gibi isimlerle anılmış olan antisosyal kişilik bozukluğu olmuştur. Diğerleri çok daha yakın zamanlarda, çoğunlukla psikanalize birlikte ortaya çıkmıştır.
ABD’de yapılan değişik çalışmalar, hataların yaklaşık %15’ nin öncelikle kişilik bozukluğuna bağlı sorunlar nedeniyle hastaneye yatırıldığını göstermiştir. Bu oran Türkiye ‘de daha düşük olsa da, kişilik bozukluklarının toplum için yarattığı sorunlar daha çok gibi görünmektedir.
Adi suçlardan hüküm giymiş olanların dörtte üçünde, alkoliklerin de en az %60-%70 ‘inde kişilik bozukluğu olduğu kabul edilmektedir. Kendilerinden başka, pek çok insanın daha mutsuzluğuna neden olurlar. Evlilik ya da meslek yaşamında sürekli başarısızlığa uğramış insanların önemli bir bölümde kişilik bozukluğu vardır.
Kişilik bozukluklarının en önemli özellikleri, diğer psikiyatrik hastalıklarla birlikte görülme sıklıklarının çok yüksek oluşudur.
Kişilik bozuklukları, başka psikiyatrik hastalıkların gelişmesine yatkınlık yaratır. Kişilik bozukluğu olan insanların % 97 ‘sinde en az bir tane anksiyete, duygudurum bozukluğu, alkol, madde, ilaç kötüye kullanımı ve yeme bozuklukları görülür. Kişilik bozuklukları tedaviye dirençli oldukları gibi, kendilerine eşlik eden başka bozuklukların da tedavisini zorlaştırır.
Kişilik, bir insanın sosyal deneyimleri, gelişimi ve yapısal özelliklerinin sonucu olarak ortaya çıkan ve kişinin yaşam tarzı ile uyum biçimini oluşturan bütün köklü davranış, düşünce ve duygu kalıplarıdır.
Kişilik ya da karakter, bir insanın huy haline getirmiş olduğu, bilinçli ya da bilinçdışı bütün duygu, düşünce ve davranış kalıplarıdır. Bir insandan söz ederken; ‘’insan canlısı, çalışkan, fesat, öfkeli, gergin, iyi huylu, sevecen,…” tanımlamaları o insanın kişilik özelliklerini yansıtır. Olumlu ya da olumsuz olsun, bir insanın kişilik özellikleri, onun benliğinin bir parçası sayılır. Bu özellikler, oldukça küçük yaşlardan itibaren kendilerini göstermeye başlar ve bir yaşam boyu da hiç değişmeden ya da pek az değişerek varlıklarını sürdürür. ‘’Can çıkar huy çıkmaz’’ sözünde çok önemli bir gerçek payı vardır.