Evde sizi en çok ne güldürür? TV’de, sinemada, kitaplarda, çizgi filmlerde? En çok ne zaman gülersiniz? Stresliyken mi? Yalnızken mi? Başkaları ile beraberken mi? En çok nerede gülersiniz? Evinizde? İşyerinizde? Seyahatteyken? En az nerede gülersiniz?
Çoğumuz sınırların içinde kaybolur gideriz. Her sabah yeniden uyanmak, kim olduğunuzu ve sizden ne beklendiğini bilmek, ulaşılması gereken başarılar size güven verir. Yetişkinlik belirsiz bir gemiye binmeye benzer. Aslında zaman zaman sıkıldığımız rutin hayat harika bir durumdur. Ritim içerisinde olmak dengemizi korur. Çevremizdekilerin ve dünyanın dengesindeki değişimlerden sıklıkla etkilenebiliriz. Düşünsenize bir sabah kalkıyorsunuz ve güneşin doğmadığını fark ediyorsunuz. Ne olduğu ve ne olacağı belirsiz olsa?... Belirsizliğin getirdiği anksiyeteye dayanabilme yetiniz sizin kişisel gücünüze, ego gücünüze bağlıdır.
Stressiz ya da sorunsuz bir yaşam ne yazık ki yok. Dönem dönem hayatımız içinde duygusal olarak dibe vurduğumuzu hissettiğimiz yaşam dönemi krizleri ile baş etmek zorunda kaldığımız olmuştur ve olacaktır.
Aslında olumsuz duygulara karşı olan içsel güçlerimizden biri gülmek. Bazı durumlar bizi güldürür bazıları da gülmeye teşvik eder. Gülmeyi engelleyen birçok neden vardır.
Çocukken “Ciddi ol..” , “Ne zaman büyüyeceksin?”, “Sırıtmayı bırak…”. Utanma, korku, eleştiri, kırgınlık, kızgınlık, reddedilme, üzüntü, anksiyete, depresyon… Engeller listesi çocukluk yıllarımıza kadar uzanır. Gülmemiz olgunlaşmamış olmamız anlamına geliyordu. Yetişkinler dünyasında da gülüşler hep engellerle karşılaştı. Öğretmenlik, bankacılık, avukatlık, doktorluk, anne-babalık gülünmemesi gereken ciddi işlerdir. Çocukluğumuzda ne çok gülerdik. Sonra bize orada burada kahkaha atmanın uygun olmadığı söylendi. Toplantılarda kahkaha atmamalıydık. Ya da metroda kahkahamız çok sesli olmamalıydı… Tabi bizde kahkahamızı içimizde tutarak bastırdık.
Gülmek ruhsal bütünlüğünüzü özgürleştirir ve bilinçaltınızın mutlu olmasını sağlar…
Bilinçaltımız küçük bir çocuk gibi her söylenene inanır ve kayıt altına alır. Gülme yogasında da uygulanan beden hareketleri ile bilinci devre dışı bırakarak bilinçaltına ulaşmadır. Bilinçaltınız çok mutlu olduğunuz duygusuna inanır ve iyi hissetmeye başlarsınız. Kahkaha ruhumuzdaki zincirlerin kırılarak açılmasının sesidir. O an, bastırılmış bir duygu özgürleşmiş, bir kural çiğnenmiş, bir endişe yok olmuştur. Gülmek bizim içimizi öfkeden, suçluluktan, üzüntüden ve endişeden temizleyen bir esintidir. Aynı zamanda gülmek zihnimizi bedenimize, bizi de çevremizde ki insanlara bağlayan bir ip gibidir. Sadece bedenimiz bastırılmışlıklarından, kognisyonlarımızdan arınırsa iyi bir kahkaha atabiliriz. Coşkulu duygular bulaşıcıdır. Kahkaha bulaşıcıdır da, sen gülersen bütün dünya seninle birlikte güler.
Kolayca kahkaha atmam; kendi dünyamla, bedenimle ve evrenle bağlantıda olarak kendi dağımın tepesinde durduğumun işaretidir. Kahkaha ilhamın önemli unusurudur. Zihnin kendini içine kilitlediği dar kutunun duvarlarını yıkar ve potansiyeller ufkunu genişletir.
NE YAPMALIYIM?
Sadece amaçlara yoğunlaşmak yerine, bu amaçlara ulaşmış biri olmaya odaklanmak aslında sağlıklı olan ve bizi hedeflerimize ulaştıran stratejidir. Önce ne olmak istiyorsanız “o” olun.
Eğer amacınız hayatın zorluklarını çok fazla ciddiye almamaksa, olayları hafife alan biri gibi davranın.”Neşeyle ıslık çalan birisi benim durumumda olsaydı ne yapardı?” . Sonra ne olmasını istiyorsanız ona göre “yapın”. Gülünecek bir şey olmasa bile sizi genellikle neyin güldürdüğünü düşünün ve ona göre davranın.
Oturduğunuz yerde çevrenize bir bakın ve sizi güldürecek bir şeyler bulmaya çalışın.Gülmeye kurulu bir zihin ile sizi güldürecek şeyler hemen dikkatinizi çekecektir. Çok sevdiğiniz bir resim, küçük bebeğiniz, çocukluktan kalan bir oyuncağınız, evde beslediğiniz bir canlı … Gülmek için bakarsanız gülünecek şeyler bulabilirsiniz. Elinizden geldiğince, değiştirebiliyorsanız sizi güldürenleri hayatınızda arttırırken, güldürmeyenleri azaltın…