Biliyorsunuz Pazar sabahı Filistinlilerin İsrail’e karşı beklenmeyen büyük bir saldırı yapması ve İsrail’in buna karşılık vermesi ile Ortadoğu yine karıştı ve ateş çemberine dönüştü. Her iki tarafın da rastgele füze ve uçak saldırıları ile kadın çocuk gözetilmeksizin binlerce insan hayatını kaybetti, binalar yerle bir oldu. Her zaman olduğu gibi Arap ülkeleri Filistin’i destekleyici, diğer ülkeler de İsrail’in yanında olan mesajlarla olayı kınadılar.
Peki bu olaylar karşısında bizde durum ne? Her zaman Filistin’i destekleyen açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zamanlarda İsrail ile de yakınlaşınca bu kez sadece iki tarafa da itidal çağrısı yapabildi ve gerekirse arabulucu olacağını söyledi. Devlet kanadında durum böyleyken yurdun birçok yerinde Filistinlileri destekleyip İsrail’i lanetleyen gösteriler yapıldı. Bu göstericilerin başta gelenleri ve büyük bölümünü ülkemizde bulunan sığınmacıların olduğu gözden kaçmadı. Şimdi bunlara bir şey demek gerekmiyor mu? “Ey vatan hainleri, ülkenizdeki savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınırken aklınız neredeydi? Filistin’i o kadar çok düşünüyorsanız nasıl Türkiye’ye bir şekilde sınırları geçip geldiyseniz oraya da gidip Filistinliler ile birlikte savaşabilirsiniz. Biz Mehmetçiğimizin, bu vatan evladının canını sokakta mı bulduk? Hiçbir zaman Türkiye’nin yanında olmayan ve her fırsatta sırtımızdan vuran Araplar için bir tane Mehmetçiğimizin canının yanmasını, kanının akmasını istemiyoruz. Vatan haini olan sığınmacılar yol açık. Haydi koşun gidin Filistin’e, İsrail’e karşı savaşın.”
Şimdi bir de tarihte Filistinlilerin topraklarını nasıl sattıklarını ve bize karşı tavırları neydi onu da araştırmalarımızda yazılanlardan görelim:
“Yıl 1837
Filistin nüfus sayımı yapılıyor, Filistin’de bulunan Yahudilerin toplam nüfusu dokuz bin olarak kayıtlara geçiyor. Filistinli Arapların, Yahudilere toprak satması ile bu rakam elli bine yükseldi. Böylece 1882'de ikinci Yahudi yerleşimi kurulmuş oldu. 1908'de Yahudi nüfusu yüz binin üzerine çıkmıştı. Bu topraklar devlet tarafından satılmıyordu, Bizzat o bölgede yaşayan Arap şeyhlerin şahsi mallarıydı. Ederinin çok üstünde fiyatlara satmak için Filistinli Araplar adeta yarışıyordu. Hâlbuki Padişahın bu konuda açık emri vardır. Hiçbir Yahudiye toprak satılmayacaktır. Her şeyin kılıfını uyduran Yahudiler, Alman kimliği ile İngiliz kimlikleri ile toprak satın alıyorlardı. Filistinli Arapların ise gözü doymak bilmiyordu.
Yani öyle işgal ederek başlamadı her şey !
Adamlar bastılar parayı aldılar toprakları.
Demek ki neymiş ,
Vatanın her bir karışı kutsal imiş, kutsalı satar isen başına bunlar gelir imiş !
Osmanlı dönemi sonrası Filistin İngiliz himayesi altına girdi ve toprak satışı yasağı kalkınca Yahudiler satın aldıkları toprakların tapularını kendi üzerlerine aldılar.
1925'te 944 bin dönüm olan arazi satılmıştı !
1927'de 1 Milyon 124 bin dönüm arazi satılmıştı.
1930'da satılan arazi miktarı 1 Milyon 700 bin dönüme çıkmıştı...
Bunlar hep satın alınan arazilerdi. Tapulu belgeli !
1948 yılına gelindiğinde bir devlet kurabilecek kadar toprak satın alınmıştı! Öyle bazılarının söylendiği gibi Filistin falan işgal edilmiş değil !
Peki Bu Filistinliler nasıl insanlar
Türkler ile bağları neymiş bir de ona bakalım..
Yıl 1915
Filistin askerleri, Türk askerlerine cephe arkasından saldırmış ve 14 Bin Türk askerinin şehit olmasına birçok askerin yaralanmasına sebep olmuştur. Arap ihaneti ile esir düşen on beş bin Türk askerinin gözleri kör edilerek eziyet edilmişti.
Kardeş Filistin Haaaa !
Yıl 1916
Filistin bayrağı, Filistin halkını temsil etmek için kullanılan bayraktır. İlk olarak Şerif Hüseyin tarafından 1916 yılında Osmanlı Devletine karşı başlatılan Arap ayaklanmasının sembolü olarak 4 renkli, siyah, beyaz, yeşil ve kırmızı renklerden oluşan bir bayrak tasarlanır.
En üstteki siyah yatay çizgi, Abbasileri; Ortadaki yeşil renk Şii Fatımileri; Alttaki beyaz renk Emevileri temsil eder. Kırmızı üçgen ise 1916 yılında Osmanlı Devletine isyan eden Şerif Hüseyin’in kabilesi Haşimoğullarını, diğer bir görüşe göre Arapların Osmanlı Devletine karşı bağımsızlığı için dökülen kanı temsil eder.
Yıl 1917
Filistinli Araplar İngiliz Lawrance ile bir oluyor ve tarihe Akabe baskını olarak geçecek ihanete imza atıyorlardı. Akabe'deki tüm Türk askeri katledilmiştir. Bugün Ürdün-Filistin arasındaki Wadi Rum çölünde, Lawrance Rölyefi ile Lawrance'ı dağlara taşlara kazımışlardır. Aynı yıl yani 1917'de Kudüs Filistinliler tarafından İngilizlere teslim ediliyor ! Bununla da kalmıyor İngiliz General Edmund Allenby Kudüs’e girerken Filistinli Araplar tarafından “El-Nebi” yani peygamber olarak karşılanıyor.
Yıl 1978
Filistin Kurtuluş örgütü terör örgütü PKK'ya kucak açıyor, PKK ile birlikte Türkiye aleyhine faaliyetlere başlıyor.
Yıl 1979
Ankara'da bulunan Mısır Büyükelçiliği Filistinliler tarafından basılıyor bir polisimiz ve bir bekçimiz şehit oluyor. [8.10 10:44] Mehmet Karaköse (yabim):
Yıl 1980
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri George Habash, Lübnan'ın Sidon şehrindeki kamplarını Asala terör örgütüne açıyor, Asala'nın diplomatlarımızı katlettiği eylemlerine bu Filistinli teröristler de destek veriyor. Kardeşe bak kardeşe !
Yıl 1989
Yaser Arafat, "Ermenistan'ın haklı davasını destekliyoruz" açıklamaları yapıyor. Karabağ işgaline ve Ermeni katliamlarına destek veriyor.
Yıl 1993
Filistinli araplar, Mesud Barzani'nin "Bağımsız Kürdistan" fikrine de destek oluyor.
Yıl 2002
Antalya Korkuteli doğumlu bir kardeşimiz Binbaşı Cengiz Toytunç Batı Şeria'da , Barış gücünde görevliyken Filistinliler tarafından aracı durdularak şehit ediliyor.
Yıl 2009
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas Kıbrıs'ta Türklerin işgalci olduklarını, Rumların tüm tezlerini desteklediklerini dünyaya açıklıyor. Yahu sizin gözünüzdeki bu perde nasıl kalkacak !
Bitmedi .. devamm
Yıl 2012.
Filistin Devleti Al Nakba kupası adı altında bir organizasyon düzenliyor ve sözde Kürdistan takımını da davet edip, Kürdistan Futbol takımı ile maç yapıyor.
Yıl 2019
Türkiye'nin Suriye'de başlattığı “Barış Pınarı harekatı” için Filistin’in de içinde olduğu “Arap birliği“ kınama mesajı yayınladı.
Yıl 2020.
Filistin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı olarak kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumuna üye oluyor.(eastern mediterranean gas forum) Yunanistan, Mısır, Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail ile birlikte Türkiye'nin Mavi Vatan tezine karşı cephe alıyor. Aynı yıl yani 2020'de Filistin, Çin'in Uygur Türkleri'ne yaptığı soykırımı destekliyor ve Çin'in Uygur Türkleri politikasına destek verdiğini söylüyor. Bugün güzel ülkemin güzel sokaklarında bu milletin üzerinde Türk kanının da temsil edildiği Filistin bayrağını şahlandıran bir kesim var.
Onların amaçları nedir bilmiyorum ama Türkiye’de; İtalyan, Alman, İngiliz şirketleri adı altında İsrail tarafından alınan binlerce dönüm tarım arazisinin satın alındığını herkes biliyor.
Tıpkı vakti zamanında Filistinli Arap şeyhlerin topraklarını sattıkları gibi bizler de topraklarımızı maalesef ecnebilere sattık , satmaya da devam ediyoruz !.
400.000 dolar veren herkes Türk vatandaşı olabiliyor..
Filistinleşiyoruz ruhunuz duymuyor !
Çocuklarınız sizi nasıl yad edecek ben biliyorum da siz bilmiyorsunuz.
Evinizi, toprağınızı, yerinizi yurdunuzu yabancılara satarken Filistinliler gibi siz de hatıra fotoğrafı çektirmeyi unutmayın ! Belki sizin de vakti zamanında İsraillilere toprak satarken çekilen Filistinliler gibi bir fotoğrafınız tarihe geçer...”