Uluslar arası Antalya Film Festivali öncesinde açıklandığı üzere bu yıl ki gösterimlerde sosyal sorumluluk ve ülkemizin tüm bireyleri tarafından canlı canlı izlediği ve gözlemlediği konular ele alınacağı belirtilmişti. Onlardan en önemlisi ‘Güneş Tutulması’ adı altında 15 Temmuz Darbe Girişiminin yaşattıkları, millet olarak üzerimizde ki etkisi ve tepkisinin yer aldığı 30 dakikalık film beklenin üzerinde büyük bir ilgiyle karşılandı
Gösterime girdiği andan itibaren binlerce sinema sever ve milli duyguları kalbinde, düşüncelerinde yüksek tezahür eden herkes Özel Harekat Komutanlığında görevli asker Ömer Halis Demir’in büyük bir cesaret örneği göstererek Darbe Girişiminin gidişatını etkileyen duruşu ve bu girişim de şehit düşmesi konusunun yer aldığı film göz yaşları içinde izlendi. İzlenmeye devam ediyor.
Ardından Suriyeli göçmenlerin yaşadıkları Dünya ya mesaj verilen görüntüleri. İzleyen herkes eğer ki Anadolu insanıysa, eğer ki bu toprakların bağrından çıkmış ülkü ve kültür birliğini yoğun olarak yaşayanlarsa elbette ki duyarlılıkları göz yaşlarından süzülen yaşlar olacaktır. Çünkü biz Türkler yüz yıllar boyunca barış ve huzur içinde yaşamayı seçmiş, savaştan uzak durmuş bir milletiz. Ancak ne zaman ki sınırlarımızın tehlikeye girmesiyle birlikte savaş gündeme gelmiştir 100 yıl sonra silahı elimize almışızdır.
Uluslar arası Antalya Film Festivalinde gösterime giren bu iki önemli sunum için ilk başlarda popülist bir adım olarak düşünenler olmuş olabilir. Ancak film izlendikten sonra –“Çok güzel, iyiki programa alınmış, iyi ki de böyle bir proje festival de gerçekleştirildi” diye yorumlar yaptığına tanıklık ettiğimi belirtmek isterim. Ömer Halis Demir’in hayatının anlatıldığı Güneş Tutulması ve 15 Temmuz Darbe Girişimi konusunun ele alındığı detaylar sonrası göz yaşlarını saklayanlar da çoğunluktaydı. Aslında bu film bizlerdik, biz olduğumuzun kareleri ve görüntüleriydi. Film sonrasında da akan göz yaşlarında yine biz vardık. Bayrak, toprak, vatan ve millet… Emeği geçenlere bir kez daha binlerce teşekkür