9 yıldır İleri Gazetesi ailesinde görev alıyorum. Çeşitli görevlerde elimden geldiği kadar hizmet ettim bu aileye. Bundan sonra hayatın içinden bazı konulara değinerek sizinle sohbet etmek istiyorum.
Öncelikle kendimi biraz tanıtmak istiyorum. Karaman doğumlu 48 yaşındayım. 1993 yılında Antalya'ya geldim. İlk yıllarımda zorlansamda daha sonra Antalya'yı memleketim gibi gördüm. Zaten insanın doyduğu yer memleketidir aynı zamanda. Yavaş yavaş konuya gelelim. Herkes hayatı boyunca çeşitli haksızlıklara iftiralara maruz kalmıştır. Özellikle gurbetteyseniz ve yalnızsanız bu durum gittikçe artmaya başlar. Ben haksızlıkları ve iftiraları en yakınlarımdan gördüm ve haksızlığın ne demek olduğunu onlardan öğrendim. 23 yıllık bir evliliğim oldu. Bu evlilik belki hayatımın en büyük derslerini verdi bana. Ben ailem için hep çalıştım çabaladım. Bu özel bir konu belki ama belirli hatlarıyla anlatmak istiyorum. En yakınlarım derken, insanların aileleri bile haksızlıklar yapabiliyor. Sadece bu kadarını söylemek istiyorum. Detayını anlatmak istemiyorum. Antalya'ya ilk geldiğim yıllarda ekmek mücadelesi verirken dostlarımdan ve çevremden çok yanlışlar gördüm. Bu yanlış her defasında beni güçlendirirken aynı zamanda insanlara olan güvenimi de yitirmeye sebep oldu. Yıllar geçtikce yalnızlaştım ama bu yalnızlıktan dolayı hiç isyan etmedim. İnsanlar birbirine güvenebilmesi ve insanlığın getirdiği güzellikleri birbiriyle paylaşabilmesi günümüzde artık çok zor. Ben her ne kadar umudumu kaybetsem de inanıyorum ki bir yerlerde hala insan olanlar vardır. Ve dünya onların sayesinde hala dönebiliyor. İlk yazımda çok fazla sıkmak istemiyorum. Bir sonraki hafta görüşmek dileğiyle..