Yaşlılıkta sosyal durumlarda yaşanan krizlerle nasıl başa çıkılabilir? Bugün bunun bir cevabını vermeye çalışacağım. Sosyal durumlarda ortaya çıkan krizlerde çatışmalar daima meydana gelir. Fakat çatışma nedir? Çatışmaların sebepleri nelerdir? Çatışmaların çözümünde “temel tutum” nelerdir? Eleştiri konuşması asıl olmalıdır? Partnerlik kapsamında meydana gelen çatışmaların çözümünde hangi yedi adımın atılması gerekir? Bu soruların bir kısmını bugünkü yazımda ele alacağım. Aynı konuya bir sonraki yazımda devam edeceğim. Çatışma, bir veya birçok kişinin, bir grubun, toplumun veya organizasyonun içinde oluşan karşıt görüşlerden, çıkarlardan ve tutumlardan kaynaklanan tartışmalara diyoruz. Bu tanımda ilginç olan husus, çatışma yaratan tartışmalarda bireyin kendi kendisiyle de çatışabileceğinin ifade edilmesidir. İnsan kendisiyle de çatışır. Yaşlılıkta kendi içinde fırtınalar esen kişilere sık rastlamamızın çeşitli sebepleri olabilir. Örneğin yaşam memnuniyetsizliği, sosyal ilişkilerinde beklentilerine cevap alamaması veya hayatını boşuna geçirdiği düşüncesi ve buna bağlı duyguları, yaşlı insanı kendisiyle çatışmaya sürükleyebilir. Diğer taraftan yaşlı insanın aile içinde, yakın sosyal çevresindeki ilişkilerle veya kurumlarla ilişkilerinde de çatışmaların meydana gelebileceği dikkate alınmalıdır. Çatışma kavramını tanımladıktan sonra şimdi çatışmaların sebepleri üzerinde biraz durmamız gerekir. İster kendi içimizde, isterse birçok kişinin arasında meydana gelsin, çatışmaların genel sebepleri altı kategoride toplanabilir:
(1) Organizasyonla ilişkili eksiklikler,
(2) Farklı değer tasavvurları,
(3) Kişisel sorunlar,
(4) Duygusal yaralar,
(5) Statü çatışmaları
(6) Bağımlılık ilişkileri.
Bu altı çatışma sebebi her yaşam döneminde karşımıza çıkmaktadır. Sadece gençlere veya yaşlılara özgü oldukları söylenemez. Çatışma sebepleri içerik bakımından yaşam dönemine göre değişir. Sebep ve içeriğinden bağımsız olarak çatışmaların çözümünde dört temel tutumu benimsersek, çatışmaların çoğuna çözüm bulabiliriz. Bu dört temel tutum şu şekilde kısaca ifade edilir:
• Ben O.K.! Sen O.K.!
• Ben O.K.! Sen O.K. değil!
• Ben O.K. değil! Sen O.K. değil!
• Ben O.K. değil! Sen O.K.!
Birincisinde ben ve sen haklıyız. İkincisinde ben haklıyım, sen haksızsın. Üçüncüsünde ikimiz de haklı değiliz. Dördüncüsünde ise ben haklı değilim, sen haklısın. Bu dört tutum ile çatışmalar çözülebilir. Önemli olan bu tutumların gerekli kıldığı davranışları açık ve net bir biçimde ortaya koyabilmektir. Genellikle bu noktada sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yanlış değerlendirilen nezaket anlayışı, karşımızdaki insana verdiğimiz yüksek değerden ötürü kalbini kırmamayı tercih etmek veya arka planda rol oynayan durumlarda dıştan görülmeyen başka sebepler, bu tutumlara bağlı rollerimizi ortaya koymamıza sık engel olur. Sonraki yazımda bu konuya devam edeceğim ve hepimizin hayatında zaman zaman ortaya çıkan çatışmaların nasıl en iyi şekilde çözülebileceği sorusuna yeni cevaplar vereceğim.