Türkiye en hızlı "ileri yaşlı" dediğimiz 80 yaş ve üzeri kişiler çoğalmaktadır. Bunun birey, aile ve toplum açısından sonuçlarının dikkate alınması gerekir. Bu da makro ve mikro düzlemlerin birbirine etkilerini bilmeyi gerekli kılmaktadır.
İleri yaşlılık sağlık ve bakım giderlerinin artmasına yol açacaktır. Bu giderlerin karşılanması topluma yeni bir yük getirecektir. Ama bundan önce bu yaş grubunda artan bakıma muhtaçlık sorunun çözümünde gereken personeli de yetiştirmemiz gerekir. Bunun için personel eğitimine ağırlık verilmelidir.
Personel eğimine bağlı olarak bakım kalitesi ve kalite düzeyi üzerine de tartışmamız lazım. Bunları belirleyecek olan aktörler kim olmalıdır? Buna bağlı olarak ortaya çıkan pek çok hala cevapsızdır. Sorulara tatmin edici cevapların verilmemesi, sorunun algısına etki etmektedir. Bunun zaten aile tarafından çözülecek bir sorunmuş gibi görülmesi ise aileden beklentilerin abartıldığına işaret etmektedir. Gelişmiş endüstri ülkesi olmak istiyorsak, ailenin her ferdine, özellikle kadınlara eğitim, meslek edinme ve iş imkanları yaratmak gerekir. Kadına ekonomik, sosyal, kültürel ve politik katılım olanları sağlamalıyız. “Bacılarımızı” mutfak ve yatak odası arasında sıkışmış olan yaşamdan kurtarmalıyız. Ama kadının bağımsızlık kazançları çoğaldıkça ailenin yaşlısına bakım potansiyelinde kayıplar ortaya çıkacaktır.
Bunun farklı düzlemlerde yer alan sebepleri de ayrıca tartışılmalıdır. Özellikle çalışma ve aile yaşamını birbirine bağlayan, ikisine de değer veren çözümlere ihtiyacımız vardır. Politik, ekonomik, bilimsel ve toplumsal düzlemlerde yürütülmesi gereken tartışmalar demografik değişimleri ve sonuçlarını daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır, ama bu kavrayışın girişim olarak topluma etki etmesi de zorunludur.
Her halükârda yaşlılık problemi artık bireysel bir problem olmaktan uzaklaşmış, toplumun problemine dönüşmüştür. Bu yüzden sosyal problem olarak çözümlerinde ağırlık noktasını toplum düzlemine taşımak gerekir. Fakat yaşlılığın bireysel sonuçları birey düzleminde değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla yaşlanma ve yaşlılık ile ilgili gelişmeler birey ve toplum düzlemleri arasındaki karşılıklı ilişkileri dikkate almayı gerekli kılmaktadır.
Toplum düzlemindeki demografik yaşlanmanın sonuçlarını tarif etmek ve açıklamak için birey düzlemine inmek, bireylerin eylemlerini ve bunların yaşlanma süreçlerine ve yaşlılığa etkilerini belirlemek gerekir. Başka türlü ifade edersek: Makro düzlemdeki demografik değişimlerin ardındaki sebepleri mikro düzlemde aramak gerekir. Çünkü mikro düzlemde yer alan aktörlerin sosyal eylemleri ile ilgili kararlarının toplamından makro düzlemde gözlemlediğimiz sosyal gerçeklikler (Durkheim) ortaya çıkmaktadır.