Gözlemlerime dayanarak insanların yaşı ilerledikçe metafiziksel konularla daha sık ilgilenmeye başladıklarını düşünmekteyim. Bazı kimseler bunun sebebini belki ölümün yaklaşması olarak nitelendirebilir. Muhtemelen bu da yaşlılıkta metafiziksel konulara eğilimin artmasında rol oynamaktadır. Fakat gözlemlerimden hareket ederek, ölüm korkusunun yaşlılıkta belirleyici bir duygu olmadığını söyleyebilirim. Eğer düşüncemde haklıysam, o zaman yaşlı insanların metafiziksel konulara eğilimin ardında başka nedenler aramak gerekir.
Metafizik (Yun. ta meta physika, “fizik sonrası olanlar”), bütün doğa olgularının ötesine taşan “varoluş” sorusuyla ilgilenen felsefi disiplindir. Metafizik, tüm olayların ilk nedenlerini ve nihai amaçlarını sorar. Bu yüzden Felsefenin en yüksek konumdaki disiplinidir. Bu açıdan bakarsak yaşlılıkta metafiziksel konulara artan ilginin ardında yeryüzündeki olaylardan birisi olarak insanın kendisini algılaması olabilir ve bu yüzden yeryüzündeki varoluşunun sebep ve amaçları ile ilişkili kişisel sorularına cevaplar aramasıdır. Böylece yaşlılık hayatımızın en derin ve en son sorularıyla ilgilenme gereğini duyduğumuz yaşam dönemi olarak kabul edilebilir. Metafizik kavramının hangi kaynağa dayandığı yaşlılık açısından önemli olamasa da konumuza ilginçlik katacaktır. Metafizik, hakkında iki farklı cevap vardır. Birine göre metafizik kavramı tesadüfen ortaya çıkmıştır. Kütüphane tekniği ile ilişkilidir. Rodoslu Andronikos, Aristoteles’in kitaplarını sıraya dizerken, doğa olgularıyla ilişkili olmayan kitapları fizik kitaplarının ardına (meta) koymuştur. Bu yüzden Aristoteles’in “fizik sonrası” kitaplarına “metafizik” denildiği görüşü kabul görmektedir. Kavramın kaynağı hakkında ikinci görüşe göre Aristoteles metafizik kavramını felsefe okulunda kullanmıştır. Ama M.S. 200’lü yıllarda Aphrodisiaslı Alexander’in kaleme aldığı yorumlardan beri devamlı kullanılır hale gelmiştir.
Belki yeryüzünden ayrılış vaktinin git gide yaklaşması nedeniyle insan kendi hayatının yaşam safhalarından oluşan “kitaplarını” sıraya dizmekte, tıpkı Rodoslu Andronikos gibi fizik ötesi konularla ilişkili, kaleme alınmamış, ama hafızasına kaydolmuş “kişisel kitaplarını” arka tarafa koymaktadır ve yaşlı ilerledikçe sıra “fizik ötesi kitaplara” gelmektedir. Belki bu yüzden yaşlı insanlar metafiziksel konulara daha çok meyillidir. Bunun kanıtlarına sahip değilim, ama akıl ve duygu yüklü düşüncelerimde, bunun anlamlı olduğuna inancım yaşım ilerledikçe güçleniyor.
Burada neden varız ve nereye gideceğiz? Yaşlılıkta bu sorular diğer soruların önüne geçiyor. Sıraya dizdiğimiz kişisel anılarımıza, deneyimlerimize ve bilgilerimize dayanan hafızamızdaki kitapları arka sıralardan alıp ön sıraya koyuyoruz. Bunu yapabilmek ise cesaret ister.
Yaşlıların çoğu korkak değil, aksine cesurdur ve cesaretlerinden kaynaklanan bilgeliğe doğru hareket halindedirler. Bu yüzden insanın yaşından dolayı değil, aksine nihai sorularına aradığı cevaplardan yola acıkarak kişisel bilgilik mertebesine erişebileceğini kabul ediyorum.
Yaşından ötürü değil, aksine varoluşunun sorularına verdiği cevapları hafıza kütüphanesine kaydetme cesaretini gösterdiği için yaşlılara saygı duyuyorum. Görme yetisi bozuldukça hayatı daha iyi gören, yürüme yetisi kayba uğradıkça hayatta daha iyi yürüyen yaşlıların saygıdeğer kişiliklerine toplumda saygı talep ediyorum.