Ligin daha başıydı, transfer sezonu bitmemişti.
Yönetimin transfer politikasını eleştirmiş, atılan hamleleri yanlış bulmuştum.
Takımın ciddi anlamda iki forvete ve bir orta sahaya ihtiyacı olduğunu dile getirmiştim.
Ama o dönemlerde, başarısız olacağı önceden belli olan Gelson Dala, Gustavo ile anlaşılmıştı.
Bu transferlerin yanlış olduğunu her fırsatta dile getirdim.
Haklı çıkmak istemezdim.
Ama sonuç ortada.
Antalya gibi bir şehrin en büyük sembollerinden olan Antalyaspor’un ligdeki hedefi kümede mi kalmak?
Bunu bütün samimiyetimle soruyorum.
Tabi ki uçuk hedefler koymak yanlış.
Ligde şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’ne katılmak gibi uçuk ve gerçekliği olmayan hedefler belirlemek de doğru değil.
Ama bu takım en azından bir Avrupa Kupalarına (UEFA Kupası) gitmeyi hak ediyordu.
Yönetim yaptığı yanlışları çok geç fark etti.
Ligin ikinci yarısında ise doğru hamleler yaparak hatalarının üstünü kapatmaya çalışıyorlar.
Bugün herkes Antalyaspor küme hattından uzaklaştı diye seviniyor.
Oysa kimse başkan AŞÖ’ye (Ali Şafak Öztürk) hesap sormuyor.
Bu takımı kümeye götüren sezon başı başkanın yanlış tercihleriydi.
Şimdi sanki o hataları o yapmamış gibi davranıyor.
Keşke sezon başı yapılsaydı bu hamleler.
Bugün çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
Podolski’yi şımartıyorlar
Ben her zaman, ‘Futbolcu ahlaklı olmalı, ekmek yediği yere ihanet etmemelidir’ diye söylerim.
Podolski, son haftalarda attığı 2 golle takıma çok şey kattı.
Ama yaptığı bazı davranışlar yönetim tarafından görmezden geliniyor.
Mesela Galatasaray’a olan ilgisini her fırsatta dile getirmesi bile Antalyaspor’a büyük bir saygısızlık.
Hele geçtiğimiz hafta için haber merkezlerine ‘Pdolski’nin köfte piyaz keyfi’ başlıklı bir haber düştü.
Haberden ziyade resimler dikkatimi çekti.
Aylardır ortalıkta görünmeyen AŞÖ, Podolski ile köfte piyaz keyfi yapıyor.
Podolski’nin yaptığı saygısızlığın karşılığı başkanla köfte piyaz keyfi yapmakmış.