Süper Lig’in ilk yarısında Antalyaspor çok başarısız sonuçlar elde etti.
Alınan her kötü skorun ardın ister istemez, takımdaki futbolcuların özgüveni sarsıldı.
Ayakta durabilen 1-2 oyuncu dışında herkesin üzerine ölü toprak atılmış gibiydi.
Nitekim Antalyaspor bu süre zarfında 10 maç galibiyet hasreti çekti.
Ligin ikinci yarısında ise yapılan transferler ve Tamer Tuna’nın gelişi, büyük bir değişime yol açtı.
Tabi bazı oyuncularla da yollar ayrıldı.
Tuna, geldiği günden bu yana takıma olumlu anlamda çok şey kattı.
En basit örneği ise futbolculara tekrar özgüven aşıladı.
Bunu yapmak büyük maharet gerektirir.
Daha sonra ise istenilen sonuçlar alınmaya başlandı.
Antalyaspor, Ziraat Türkiye Kupası’nda yarı finale yükseldi.
İlk maçı Alanyaspor’a 1-0 kaybetti ama henüz bir şey bitmiş değil.
Bu maçın ikinci ayağında ne olacağı belli olmaz.
Bir final, ardından Avrupa macerası.
Bu büyük bir hayal ya da imkansız değil.
Bu takım, bu oyunuyla bunu başarır.
Kaldı ki ligin ilk yarısında sahada ayakta kalan neredeyse tek futbolcu olan Nazım Sangare sakatlığından dolayı takımda yer almıyor.
Yapılan transferler ise tam bir nokta atışı.
Keşke bu transferleri sezon başı yapabilseydik.
Ligdeki konum itibariyle Avrupa Kupalarına gitmek imkansız.
Ama dediğim gibi kupada final demek Avrupa macerası demek.
Öte yandan ligde 7 haftadır kaybetmeyen Antalyaspor, pazartesi günü ligin güçlü ekiplerinden Sivasspor’u ağırlayacak.
3 ihtimalli bir maç.
Favorisi yok.
Ama Antalyaspor bu istikrarlı oyunuyla Sivasspor’dan 3 puan almayı başarır diye düşünüyorum.
Podolski’nin yükselen performansı bu maçta da devam edebilir.
Alınacak bir galibiyet Antalyaspor’un rahat bir nefes almasına neden olabilir