Üniversitelerin ülke içindeki ve küresel ölçekteki yeri ve sırası esasen “Üniversiteler Ligi” olarak isimlendirilebilir. Buna göre üniversiteler liginin son yıllarda sadece akademik paydaşlar değil pek çok kesim tarafından takip edildiği söylenebilir. Özellikle eğitimi talep eden uluslararası ve ulusal öğrenciler ve arz tarafında bulunan akademisyenler ilgili oldukları üniversitenin dünya sıralamasındaki yerini takip etmektedirler.
Üniversiteler ve akademik birimler ise nitelikli öğrenci ve akademisyen çekmek üzere birbirleriyle rekabet içindedirler. Rekabet ise kaliteyi teşvik eder ve akademik itibarı yükseltmek için önemli bir araçtır. Rekabet üniversiteler için; akademisyen niteliği ve performansı, araştırma ve geliştirme, nitelikli yayın, patent, faydalı model toplumsal katkı gibi alanlarda mükemmeliyeti esas alır. Dolayısıyla üniversiteler sürekli olarak kendilerini geliştirmek, marka değerlerini artırmak ve markalaşmak yönünde çaba içerisindedirler.
Üniversiteler neden rekabet ederler?
Rekabet her sektörde sadece dinamik bir yapı oluşturmaz aynı zamanda kaliteyi de teşvik eder. Doğal olarak üniversiteler arasındaki rekabet, genel olarak yükseköğretim sisteminin dinamik ve gelişimin sürdürülebilirliğini sağlayacak bir yapıya sahip olması açısından önemlidir. Üniversitelerin rekabet etme nedenlerinden bazıları şöyle sıralanabilir:
Nitelik ve kaliteyi artırarak marka değerini yükseltmek: Bu amaçla üniversiteler eğitim ve araştırma kalitesini artırmak üzere ar-ge altyapısı ve etkili müfredat, nitelikli öğrenci varlığı ve kendini geliştirme ögesini benimsemiş öğretim kadrosuna sahip olmak ya da oluşturmak için yarış içindedirler.
Yeni fikir ve buluşları, inovasyonu teşvik etmek: Ticaret, tarım, sanayi, medikal ve diğer alanlarda teknoloji geliştirmek üzere yeni fikir veya buluşlar; üniversiteleri, bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmelerde öncü yapacağından rekabet kaçınılmazdır. Dolayısıyla rekabet, yeni fikirlerin ve buluşların ortaya çıkmasını hızlandırır.
Nitelikli ve yetenekli öğrencileri çekmek: Nitelikli, becerili ve yüksek hedefleri olan her öğrenci saygınlığı, itibarı yüksek ve başarısını kanıtlamış üniversitelerde eğitim almak isterler. Dolayısıyla rekabet üniversitelere; yetenekli öğrencileri almak ve nitelikli insan kaynağına sahip olmak bakımından değer kazandırmaktadır.
Donanımlı ve üretken akademisyen çekmek: Her akademisyen saygınlığı yüksek ve marka değeri olan, ar-ge altyapısı güçlü bir üniversitede araştırma yapmak isterler. Dolayısıyla üniversitenin rekabet gücü ve üniversiteler ligindeki yeri, yarışmacı ve üretken akademik kadrolar oluşturmak bakımından avantaj sağlar.
Uluslararasılaşma için uluslararası tanınırlık: Üniversiteler uluslararasılaşmak için küreselleşen dünyada tanınmak ve saygınlık kazanmak için rekabet etmek durumundadırlar. Bu amaçla üniversitelerin uluslararası sıralamalarda ilk sıralarda yer almak için akademik performans yanında ve uluslararası işbirliklerini artırmak yönünde de çaba içerisindedirler.
Toplumsal ve ekonomik katkı: Üniversiteler, bulundukları bölgenin ve ülkenin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunduklarından dolayı, üniversiteler ekonomik ve toplumsal katkılarını artırmak üzere rekabet ederler.
Sonuç olarak üniversiteler arasındaki rekabet; kaliteyi artırır, inovasyonu teşvik eder, gelişmeyi özendirir, yetenekli insan kaynaklarını çeker, toplumsal ve ekonomik kalkınmaya yönelik olarak önemli katkılar sağlar.