Yükseköğretimde uluslararasılaşma, farklı ülke üniversiteleri arasında işbirliği ve öğrenci hareketliliğini yabancı öğrencilerin öğrenimine imkan sağlamak suretiyle karşılıklı akademik ilişkilerin geliştirilmesini esas alan bir yaklaşımı ifade etmektedir. Ülkemizde 2010 yılından itibaren “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı” tarafından yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, soydaş ve akraba topluluklarımız ile ülkemizde yükseköğrenim gören uluslararası öğrencilere ilişkin düzenlemelerle uluslararasılaşma alanında çeşitlilik sağlanarak önemli mesafe kat edilmiştir.
Bununla birlikte Avrupa Birliği ile ilişkiler çerçevesinde yürütülmekte olan Erasmus+ Programı yükseköğretimde uluslararasılaşmanın en önemli uygulama alanı içerisinde yer almaktadır. Söz konusu Erasmus+ Hareketliliği Programı İkili Anlaşmalara (The Erasmus Bilateral Agreement) dayalı olarak “Türkiye Ulusal Ajansı” tarafından yürütülmektedir ve Türk üniversitelerinin uluslararasılaşmasına önemli katkı sağlamaktadır.
Uluslararasılaşma konusu tüm üniversitelerde olduğu kadar Antalya için de son derece önemlidir. Hatta Antalya’nın tanınırlığı ile birlikte ilde 5 üniversite olması ve tabi ki Akdeniz Üniversitesi’nin sahip olduğu uluslararası deneyim dikkate alındığında, yükseköğretimde uluslararasılaşma bakımından ülkemizdeki diğer pek çok üniversiteye göre çok daha büyük avantajlara sahiptir. Esasen halen Akdeniz Üniversitesinde 70’in üzerinde ülkeden 1500’den fazla öğrenci bulunmakta ise de, bu rakamın çok daha yukarılara çıkarılma imkanı bulunmaktadır.
YÖK’ÜN BAKIŞI
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) uluslararasılaşmayı; Türk üniversitelerinin uluslararası etkileşimini ve görünürlüğü artırmak bakımından kritik bir konu olarak görmekte ve uluslararası öğrenci ve akademisyen hareketliliği üzerinde durmaktadır. Ayrıca uluslararasılaşmanın yükseköğretimin ana odağına 20. yüzyıl sonrasında ancak 21. yüzyılda yerleşmesiyle küresel rekabet ortamında uluslararası bilimsel rekabette öne çıkabilmek için yükseköğretim kurumları, uluslararası araştırmacı ve uluslararası öğrenci sayısını artırma yarışına girmişlerdir. YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar’ın 2022 yılında “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma ve Türkiye’deki Üniversitelerin Uluslararası Görünürlüğü Çalıştayı”nda sunmuş olduğu şu görüşler konuyu anlamak bakımından önemlidir.
Buna göre; “Dünya geneline baktığımızda, 2000 yılında 2,1 milyon olan toplam uluslararası öğrenci sayısı 2021 yılında 6,3 milyonu geçmiştir. Uluslararasılaşmanın ve öğrenci hareketliliğinin gittikçe arttığı bir dünyada üniversitelerimiz fevkalade ilgi görmekte ve uluslararası öğrenci sayılarımız gün geçtikçe yükselmektedir. Türkiye’de 2000 yılında yaklaşık 18 bin kayıtlı uluslararası öğrenci var iken, 2022 yılı itibarıyla, 198 ülkeden gelen 300 binden fazla uluslararası öğrenciye sahip durumdayız. Yakın gelecekte bu gurur verici artışı daha da ileri taşıyarak, üniversitelerimizi başarılı uluslararası öğrencilerin ve nitelikli araştırmacıların daha çok tercih edeceği kurumlara dönüştürmenin gayreti içindeyiz. UNESCO İstatistik Enstitüsünün verilerine göre, 2000 yılında tüm dünyada eğitim gören uluslararası öğrenci sayısının sadece %0,83’ü Türkiye’de eğitim görürken, güncel verilere göre, tüm dünyadaki uluslararası öğrenci sayısının %2,9’una Türkiye ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye artık uluslararası öğrenciler için hedef ülkelerin başında gelmektedir. Bu artışta emeği olan ve Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getiren başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm kurumlarımızı ve tüm üniversitelerimizi tebrik ediyorum. Öyle inanıyorum ki, önümüzdeki yıllarda da uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye olan ilgisi artarak devam edecektir. Yaptığımız hesaplamalar, UNESCO verilerinin önümüzdeki yıl güncellenmesi durumunda, Türkiye’nin dünyada en çok uluslararası öğrenciye sahip olan ilk 10 ülkeden biri olacağını göstermektedir. Yükseköğretimde uluslararası öğrencilerin tercih ettiği ülkeler açısından baktığımızda ise OECD ülkelerinin uluslararası ve yabancı öğrencilerin büyük çoğunluğuna ev sahipliği yaptığını görmekteyiz. OECD üyesi olmayan ülkelerdeki uluslararası öğrenci hareketliliğinin hızla büyümesi de dikkat çekmektedir. 2000 ve 2020 yılları arasındaki yükseköğretime kayıtlı uluslararası öğrenci sayılarını kıyasladığımızda, Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısı artış oranının Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Birleşik Krallık gibi ülkelerdeki artış oranlarının üstünde olduğunu görmekteyiz. Uluslararası öğrenci sayısı ABD’de 1.7 katına, İngiltere’de 2.5 katına çıkmıştır; Türkiye’de ise tam 10 katına çıkmıştır. Uluslararası öğrencilerin yanısıra Türkiye, yabancı öğretim elemanları açısından da bir cazibe merkezi olmaya başlamıştır. Üniversitelerimizde çalışan uluslararası öğretim elemanları sayısı istikrarlı bir şekilde artış göstererek 2022 yılı itibarıyla 3.132’ye ulaşmıştır. Üniversitelerimizin uluslararası görünürlüğü açısından en önemli husus, hiç şüphe yok ki Türkiye adresli uluslararası yayınlardır. Son 20 yılda Türkiye’nin yayın sayılarında çok ciddi bir artış olması memnuniyet vericidir. Scopus verilerine göre, Türkiye’nin 2001 yılında toplam 9 bin 969 yayını bulunmakta olup bu yayınların dünya içerisindeki payı %0,7’dir. 2021 yılında ise toplam yayın sayısı 67 bin 150’ye ve bu yayınların dünya içerisindeki payı ise %1,8’e yükselmiştir. Bir başka ifadeyle, geçen 20 yılda Türkiye, sadece yükseköğretim kurum sayısı ve öğrenci sayısını artırmakla kalmayıp, niteliği de artırmıştır.”
SONUÇ VE ÖNERİLER
Yukarıdaki veriler dikkate alındığında Türkiye’de yükseköğretim kurumları yani üniversiteler; her üniversite eşit düzeyde olmasa da uluslararasılaşma ile ilgili olarak büyük mesafe kat etmiştir. Bu çerçevede Türkiye yabancı öğrenci ve akademisyen sayılarındaki ve yurtdışı hareketliliklerdeki, uluslararası nitelikli yayın üretimindeki artış ve fiziki mekan kapasitelerindeki gelişmelerin de sağladığı avantajlarla birlikte, nitelik geliştirmeye odaklanarak sahip olduğu potansiyeli performansa dönüştürmek yönünde önemli hamleler yapacak yetenek ve yetkinliktedir. Sonuç olarak; Türkiye, yapacağı stratejik girişimlerle orta vadede en çok uluslararası öğrenciye yükseköğretim veren ilk 10 ülke arasında yer alabilir ve bunu alacağı önlemlerle ve yapacağı düzenlemelerle sürdürülebilir kılabilir.