Bağımlılık insanın dürtülerini kontrol edememesi sonrasında bir nesneye veya olguya aşırı muhtaç hale gelmesidir.
Kişi bu nesneler olmaksızın hayatını sürdüremeyeceğini, verimli olamayacağını ve işe yaramayacağını düşünür.
Bağımlılığın oluşmasında çevresel ve sosyal etmenler rol oynamaktadır.
Kişi, ilk başta deneme amaçlı bir şeye başlayabilir, daha sonra sosyalleşmek için kullanır fakat bu durum kötüye kullanım olarak devam eder ve kişi, o nesneye bağımlı olur.
Bağımlılığı besleyen en önemli etken keyif verici bir dış unsurun varlığıdır.
Bağımlılık yapan maddenin en önemli özelliği kişiyi kaygıdan ve gerginlikten uzaklaştırabilme gücü ve keyif verici olmasıdır.
En yüksek risk grubu olan gençlerdir.
Genç bir insan doğal gelişim çatışmaları ve bu çatışmalarının neden-sonuç ilişkileriyle uğraşırken genellikle en kestirme ve en zahmetsiz yolu seçer.
Çatışmadan doğan gerginlik sırasında gencin keyif aldığı en küçük anlar bile çok kıymetlidir.
İlginin bağımlılığa dönüşmesi daha çok davranışsal bağımlılıklar ile alkol, sigara bağımlılığında görülür.
Madde kullanımında süreç kaçış sonucu bağımlılığa itilmek şeklindedir
BAĞIMLILIĞA YATKIN KİŞİLİKLER
Araştırmalara göre alkol bağımlılarında anti-sosyal kişilik, anti-sosyal davranış oranı %30 civarındadır.
Takıntılı (obsesif) kişilik çok daha yaygındır. Mükemmelliyetçi, titiz, ‘ya hep ya hiç’ modunda yaşayan, aşırı kontrolcü, detaycı kişiliklerde bağımlılık riski daha yüksek.
Travmatik yaşam olayları sonrasında sıkıntıları gidermek için alkol ve maddeye başvurma yaygın bir davranıştır. Orta karar içme veya sosyal içicilik düzeyinden çok kısa bir süre sonra şişenin dibini getirir hale gelirler.
Bağımlı, çekingen kişiliklerde ve sosyal fobikler de toplum içinde cesaretli olabilmek için alkol ve maddeye başvurabilirler.
Şizofreni, Depresyon, Kaygı Bozukluğunda sıkıntıyı azaltmak uyuyabilmek için alkol alarak ve potansiyel bağımlı durumuna gelebilir.
BAĞIMLILARIN ORTAK NOKTALARI
Hayatlarının bir döneminde travma olması
Madde kullanımı tetikleyici bir olay, ayrılık, yas süreci
Madde ve alkol kullanımı öncesinde çok başarılı insanlar, işlerini çok iyi yapan, saygın ve mükemmelliyetçi insanlar
Kontrolsüz cinsel yaşantılar (madde alımı sırasında)
Herşeyi uçlarda yaşayabilenler
BAĞIMLILIK TIBBİ BİR DURUMDUR
Bağımlılık ahlaki değil tıbbi bir durumdur
Bağımlılık tedavisinde en önemli ihtiyaç sosyal destek ve sahiplenmedir
Bağımlılık yapan maddeler dil, din, ırk, etnik köken, kültür, cinsiyet, eğitim seviyesi, meslek, sosyoekonomik durum farkı olmaksızın herkeste görülebilir
Madde kullanan kişi; gece sıklıkla geç gelmeye başlar, evin kurallarını ihlal etmeye başlar, öfkeli ve tahammülsüzdür, ders başarısı düşer, okuldan sıkça şikâyet geliyorsa, davranışları pervasızlaşabilir, zayıflar ve bitkinleşir, mutsuzdur, kötü arkadaş edinmeye başlayabilir, gizli telefon görüşmeleri sonrasında dışarı çıkabilir, dalgın ve unutkandır.
Sadece kol muayenesiyle madde kullanımı tespiti yapılamaz. Sık sık burnunu çekebilir, gözleri kızarır ve yaşarır, bir rahatsızlık olmadığı halde çantasında göz damlası taşıyabilir.
Madde bağımlılığı ile mücadelede ilk adım çok önemlidir.
Birey bağımlı olduklarını kolayca kabul etmez
Kesin bir şekilde tespit ettiyseniz vakit geçirmeksizin bir psikiyatri uzmanına başvurunuz. Yakınınızı, çocuğunuzu tedavi olmaya ikna etmenin yollarını ve tedavi aşamalarını öğrenerek, bir uzmanla birlikte hareket ediniz.
FİZYOLOJİK VE PSİKOLOJİK BAĞIMLILIK
1-FİZİKSEL BAĞIMLILIK:
Maddenin varlığına karşı duyulan fiziksel bir ihtiyaçtır.
Madde vücuda alınmadığı takdirde bulantı, kusma, terleme, titreme ve üşüme gibi olumsuz belirtiler ortaya çıkabilir.
2-PSİKOLOJİK BAĞIMLILIK:
Maddeye alışma, arzu etme, onsuz yapamayacağına inanma halidir.
Madde alınmadığı taktirde anksiyete, sinirlilik gibi psikolojik belirtiler ortaya çıkabilir.
Fizyolojik (fiziksel) bağımlılık ve psikolojik bağımlılık kişide aynı anda görülebilir ve fizyolojik bağımlılığın tedavisi, psikolojik bağımlılığa oranla daha kolaydır çünkü psikolojik bağımlılıktan kurtulma kişinin isteğine bağlıdır ve uzun terapi süreci gerektirir.