Satılanın yok olması veya
ağır biçimde zarara uğraması
BK m 228’e göre alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür. Satılan alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcı, ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebilir.
DÖNMENİN SONUÇLARI
BK m 229’a göre satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da; ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi, satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi, ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi taleplerinin ileri sürebilir. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
ZAMANAŞIMI
BK m 231’e göre Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Burada bahsedilen ayıp açık ayıplardır. Bu iki yıllık sürenin geçmesi artık alıcının bunu kabul ettiği şeklinde değerlendirilir. Hatta bu iki yıl içinde ayıp bildirildiği takdirde iki yıl geçtikten sonra da satıcının sorumluğuna gidilebilir. Ancak araçta gizli ayıp var ise iki yılın geçmesi ile ayıbın kabul edildiği sonucuna ulaşılamaz. Bu iki yıllık süre gizli ayıplar için uygulanmaz. Kilometrenin değiştirilmiş olması gizli ayıp niteliğindedir ve ne zaman ortaya çıkarsa çıksın satıcının sorumluğunu doğurur. Kilometrenin değişimi satıcı tarafından yapılmamış bile olsa böyle bir kusurdan satıcı sorumludur.
CEZAİ SORUMLULUK
Araçta mevcut kusurlar, kazasının veya araçta mevcut başka bir problemin söylenmemesi şeklinde satıcının pasif kalması ile örtülebileceği gibi satıcının aktif olarak aracın belli özelliklerini değiştirmesi durumunda da karşımıza çıkabilir. Satıcının bildiği eksiklikleri söylememesi yada bilmediği bir eksikliğin sonradan ortaya çıkması ceza hukuku anlamında sorumluluğunu gerektirmeyebilir ise de aktif olarak araçta oynama yapması ve bu sayede alıcıyı aldatması durumunda cezai sorumluluğu da söz konusu olabilir. Bunun en tipik örneği aracın kilometresinin düşürülmesi durumudur. Türk Ceza Kanunu 157. maddesinde “Dolandırıcılık” suçu (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak olarak tanımlanmış ve bu kişinin bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği belirtilmiştir. Aracın kilometresinin değiştirilerek daha yüksek fiyattan satılması tamda bu hükme uyar.
Yine TCK 158/1. maddesinde Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri: “Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla” şeklinde sayılmış ve üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Yani dolandırıcılığın bu yollarla işlenmesi durumunda nitelikli dolandırıcılık suçu ortaya çıkar.