Beklendiği gibi ara transfer döneminin en hareketli takımı Antalyaspor oldu.
Kötü gidişatı durdurmak için operasyonlar başladı.
İlk olarak başarısız olan teknik direktör Stjepan Tomas ile yollar ayrıldı.
Yerine de Tamer Tuna getirildi.
Tamer Tuna için dünkü yazımda düşüncelerimi söylemiştim.
Kısaca, yönetim doğru bir iş yaptı.
Dün, Tuna ile resmi sözleşme imzalandı.
Daha sonra Tarık Çamdal, Aly Cissokho ve Gelson Dala ile yolların ayrıldığını öğrendik.
Bu karar da çok yerindeydi.
Tarık, geldiği günden beri takıma olumlu yönde bir etkisi olmadı.
Zaman zaman şans bulsa da sahanın hep en kötüleri arasında yer aldı.
Cissokho için bir şey söylemeye gerek yok.
Çoktan gitmesi gerekiyordu.
Sezon başında Doukara’nın yerine transfer edilen Dala ise hiç varlık gösteremedi.
Sahada yer aldığı süre boyunca yokları oynadı.
Aldığı topları hep ezdi.
Beklentileri karşılayamadı.
3 ayrılığın da doğru olduğunu düşünüyorum. İlk yarının bitimi itibariyle şu ana kadar sadece Fedor Kudryashov transferini yanlış buldum.
Kudryashov, Başakşehir’de de bekleneni verememişti.
Umarım bu transferde yanılırım.
Dün Antalyaspor için çok önemli iki iddia atıldı ortaya biri Tosiç, diğeri Ricardo Quaresma idi.
Tosiç ile her konuda anlaşıldığını öğrendik.
Tosiç, Türkiye’de iyi işlere imza attı.
Özellikle Beşiktaş ile yaşadığı şampiyonluk ve Avrupa macerası çok önemli.
Takımın defans hattını güçlendirir.
Kasımpaşa’dan ayrılmasına kesin gözüyle bakılan Çingene lakaplı Quaresma’nın ise başkan Ali Şafak Öztürk’ün otelinde beklemeye geçtiğini öğrendik.
Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hala ortaya koyacağı ve kanıtlaması gereken çok şeyin olduğunu düşünüyorum.
Eğer Quaresma Antalyaspor’a imza atarsa gelecek adına daha umutlu olabiliriz diye düşünüyorum.
2. yarı bambaşka bir Antalyaspor olacak.