Türkiye’de ne yazık ki altyapılarda baş gösteren bir sıkıntı, yıllardır giderilemiyor.
Mesela genç futbolcudan kasıt nedir?
Yaşı kaç olmalı?
Avrupa’da artık 20 yaşındaki futbolcular, genç statüsünde değerlendirilmiyor.
Aksine oynadığı takımın, başrolünde yer alıyor.
Manchester United’da Marcus Rashford 21 yaşında, ama genç diye anılmıyor.
Takımın belki de en etkili silahı konumunda.
İyi futbolcu, sadece yetenekle olunmuyor.
Bunun örneklerini, Türkiye’de sayısızca kez gördük.
Avrupa’dan bir örnek daha vermek istiyorum.
Martin Odegaard..
İsmini daha önce duydunuz mu bilmiyorum.
Ama inanın çok duyacaksınız.
Odegaard Norveçli bir futbolcu.
Henüz 16 yaşındayken, Real Madrid tarafından keşfedildi.
Ve transfer edildi.
Asıl süreç bundan sonra başladı.
Odegaard’ın yeteneğinin yanında, sosyal hayatının da oturması gerekiyordu.
Madrid bunu çok güzel bir şekilde yaptı.
Odegaard’a özel tuttukları koçlarla, futbolcunun özgüvenini hep yüksek tuttular.
Ve farklı farklı takımlara kiralık verdiler, gelişimini izlediler.
Şuan 20 yaşında olan Odegaard, Avrupa sahnesi için hazır duruma gelmiş gibi gözüküyor.
Son olarak Hollanda’nın Vitesse takımında kiralık top koşturan kanat oyuncusu geçtiğimiz sezon 9 gol, 12 asistle oynadı.
Bahsettiğimiz futbolcu 20 yaşında.
Real Madrid belki bir sene daha kiraya verebilir bu futbolcuyu.
Ama ondan sonra 10 senesini garanti altına almış olacak.
Bu Odegaard meselesi hem ekonomik yönden, hem futbol yönünden bir transfer başarısıdır.
Gelelim bizim ülkemize.
İnanın bana Odegaard’dan çok daha yetenekli genç futbolculara sahibiz.
Ama biz futbolcularımıza o özgüveni veremiyoruz.
Bundan yıllar önce ‘Türkiye’nin Messi’si diye haberlere konu olan Muhammed Demirci’nin durumunu merak eden, biraz araştırsın.
Ya da ‘geleceğin İbrahimoviç’i Batuhan Karadeniz’in düştüğü durumu, anlatmaya gerek yok.
Hatta son yıllarda yine bir takım genç futbolcumuza bazı yakıştırmalar yapılıyor.
Biz geleceğin Messi’sini bulmak yerine neden bugünün Doğukan Sinik’ini, Harun Alpsoy’unu, Dorukhan Toköz’ünü bulmuyoruz.
Belki de sıkıntı buradadır.
Belki de yıldızı uzaklarda aramak yerine özümüzde aramalıyız.
Bizim bu gençlere, bu güveni aşılamamız gerekiyor.
Aslında o özgüveni verdiğinizde neler olduğunu, Fransa maçında gördük.
Dorukhan’ın Pogba’dan farksız olduğunu izledik.
Herkes şapkasını önüne koyup, genç futbolcularımızı nasıl doğru yönetiriz diye düşünmeli.
Hele ki yabancı sınırlamasının geldiğini göz önünde bulundurursak, altyapının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız.