Yeni sezon 2 ay aradan sonra tekrar başladı.
Özlemişiz bu heyecanı.
Uzatmadan hemen 1. haftanın kısa bir değerlendirmesini yapalım.
Özellikle şampiyonluk adaylarının düştüğü durumu anlatalım.
Galatasaray’ı bu yılın ‘transfer şampiyonu’ kabul edebiliriz.
Ama iş uygulamada hiç de öyle değil.
İlk haftada izlediğimiz Galatasaray’da oyun disiplini hiç yoktu.
Sanırım teknik kadroda yaşanan gerginlik, takıma da yansımış.
Malum Hasan Şaş’ın istifa etmesi ve bu istifanın gerekçelerinin ikna edici olmaması, teknik kadroda çatlak seslerin olduğunu gösteriyor.
Söylenilene göre Şaş, taraftarlardan küfür yediği için istifa etmiş.
Bu gerekçe, istifa etmek için yeterli değil.
Fatih Terim ile bazı sıkıntılar yaşandığı ortada.
Bunun dışında Galatasaray Kulübü eski 2. Başkanı Hamdi Yasaman, Hasan Şaş ile ilgili çok ilginç ifadeler kullandı.
Yasaman’ın, “Hasan Şaş'ı tavır olarak beğenmiyorum. Galatasaray'ın ciddiyetine yakışmıyor. Hasan Şaş biraz kabadayı gibi. Maç sırasında da çok agresif. Bu Galatasaray'a zarar veriyor” açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
Teknik kadro ve yönetim sıkıntıları ortada dururken, takımdan başarı beklenemez.
Olan onca ödenen paralara olacak.
Yine birileri gelip ‘cukka’yı alıp, gidecek.
Beşiktaş’ta ise durum tamamen yönetimsel hatalardan ibaret.
Mali durumun yetersiz olduğunu söyleyen yönetim, transfer konusunda da çok geride kaldı.
Aylarca Tyler Boyd transferi ile uğraşan Beşiktaş, gerekli yerlere transferler yapmakta geç kaldı.
Abdullah Avcı’nın taktik ve oyun bilgisini tartışmaya gerek yok, ama yönetimin bu geç kalmaları Avcı’yı zora sokacak.
Son yıllarda şampiyonluğu kıl payı kaçıran Başakşehir’de ise köklü değişiklikler olacak gibi duruyor.
Geçen senelere nazaran transferde daha dengeli bir strateji izleyen Baykuşlarda, yeni sezon için bir şey söylemek çok güç.
Kapalı kutu gibiler.
Abdullah Avcı’dan sonra Okan Buruk’un nasıl bir performans göstereceğini bir futbolsever olarak merak ediyorum.
İzleyip göreceğiz.
Belki de İstanbul takımları arasında en hazır gözüken takım Fenerbahçe oldu.
Aldığı farklı galibiyet ve takım oyunu ile küllerinden doğdu.
Tabi bu oyunun istikrarlı olup olmayacağını zamanla göreceğiz.
Ersun Yanal, bu sezon istediği transferleri gerçekleştirdi.
Yani bir başarısızlık olursa, bahanesi olmaz.
Bu durum avantaj da olabilir, dezavantaj da.
Yanal’ın bu baskıyı kaldırması başarıyı getirir.
Aksi durumda geçen senenin bir benzeri yaşanabilir.
Bütün bu değerlendirmelerden sonra Antalyaspor ve Alanyaspor’un durumunu da değerlendirelim.
Antalyaspor’un da bazı sıkıntıları mevcut.
Özellikle sezon öncesi yaşanan bazı olayların takıma olumsuz etki etmemesi sevindirici.
Doukara’nın Katar’a transfer olacağı konuşuluyor.
Kırmızı beyazlılar çok geç kalmadan bir golcü alması şart.
Göztepe karşısındaki dengeli ve akıcı oyun, gelecek adına umut verdi.
Sezona 3 puanla başlamak ve bu galibiyetin deplasmanda alınması Antalyaspor taraftarlarını epey memnun etti.
Gelecek adına umutluyum, ama yönetim ve teknik heyet egolarından arınırsa.
Alanyaspor lige 3 puanla başlayan kervanın içinde.
Kayserispor karşısında hazır bir görüntü vermeyen Alanya, Cisse’nin becerileriyle maçı kazandı.
Alınan galibiyet takımı olumlu yönde motive edecektir.
Ve önümüzdeki maçlarda Erol Bulut’un kulübe olan etkisini daha net göreceğiz.