Geçtiğimiz gün bir televizyon programında, Fenerbahçe’ye transfer olan Max Kruse ile ilgili transfer süreci anlatıldı, tartışıldı.
Fenerbahçeli bir yorumcu, sınırları zorlayan birkaç yorumda bulundu.
O yorumcu şu ifadeleri kullandı: “Max Kruse Liverpool’a gitmeyi kabul etmedi.”, “Çin Ligi’nden bir takım, Max Kruse’ye yıllık net 15 milyon dolar teklif etti. Ama Kruse her şeye rağmen Fenerbahçe’ye gelmek istedi.”
Şu 2 yorumu dinledikten sonra o yorumcunun yaşadığı kafayı yaşamak istedim.
Gülünç duruma düştüğünün farkında olmadan konuşmasına devam etti.
Yazacağım şeyleri yanlış anlamanızı istemiyorum.
Bahsedilen yerli bir futbolcu olsa anlardım.
Sonuç olarak kendi ülkesinin dışına çıkmak istemediği için “Liverpool’a gitmek istememiştir, yıllık 15 milyon doları da o yüzden kabul etmemiştir” derim.
Fakat bahsettiğimiz yabancı bir futbolcu.
Bu futbolcunun, Liverpool’u ret etmesinin ve 15 milyon doları kabul etmemesinin ‘akla mantığa’ sığar bir tarafı yok.
Ama yorumcular öyle bir şişiriyor ki, sanki Max Kruse ‘fanatik bir Fenerbahçeli.’
Bu tarz yorumlar hem taraftarı, hem futbolcuyu etkiler.
Taraftar boyutuna geçecek olursak.
Fanatik taraftarlar bu tarz yorumları sever ve inanır.
O yüzden futbolcudan profesyonellik yerine, amatörce davranmasını bekler.
Futbolcuyu bir kahraman yerine koyar.
Ve beklediği etkiyi alamayınca, futbolcuya karşı protestolar başlar.
Her iki tarafta olumsuz etkilenir.
Daha önceki yazılarımda bazı futbolcuların, taraftarlara şirin gözükmek için yaptığı yanlış hareketlerden bahsetmiştim.
Aynı durum yorumcular için de geçerli.
Bir tarafa şirin gözükücem diye akıl dışı yorum yapmak, kaliteyi düşürüyor.
Ayrıca hangi takımda oynarsa oynasın, yabancı futbolcular paralarını alır, ellerinden geldiğince futbolunu oynamaya çalışır.
İstisnalar hariç.