Korona virüs tehdidi devam ediyor. Böyle bir dönemde ne mutlu ki insan ve sevgiyi, büyüklerine değer vermeyi değer gören ve gaye edinen ülkede yaşıyoruz. Evet, hasbelkader farklı ülkelerde bulunmuş, yaşamış bir akademisyen olarak Türkiye’de yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu hep izledim. Bu durum farkında olanlar için hatta olmayanlar için de kesinlikle böyle.
Yaşamakta olduğumuz küresel salgın döneminde elindeki tüm insan ve fiziki kaynakları, uzman bilgiyi insanının sağlığını korumak üzere sarf etmekte olan ve Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma Endeksi’ne göre en yüksek gelişmiş ülkeler liginde bulunan Türkiye, salgın dönemindeki paylaşımcı ve insanı öne alan yaklaşımlarıyla yüksek gelişmişlik düzeyine sahip ülkeler arasında da en üst sırada olduğunu bir bakıma bir kez daha kanıtladı.
Küresel düzeyde iktisadi olarak en gelişmiş ülkeler kategorisindeki ülkeler de dahil olmak üzere pek çok ülke, küresel salgın mücadelesinde üzülerek takip ettiğimiz gibi, yazık ki büyük ölçüde başarısız oldular. Öyle ki, bu ülkelerde sağlık sektöründeki yetersizlik insan onuruna yakışmayan görüntülerin yaşanmasına yol açtı ve solunum cihazlarına bağlanamayan insanlar koridorlarda, bahçelerde, yaşlı bakımevlerinde hayatlarını kaybettiler. İnsan kayıpları sayısındaki yükseklik yanında özellikle yaşlı nüfusun küresel salgına karşı korunması yönünde beklenen duyarlılıkla önlem alamadılar ve bir bakıma yaşlılarını kaderine terk ettiler. Türkiye ise öncelikli korunması gerekenler arasına yaşlılarını yani aile büyüklerini aldı. Bu bile başlı başına Türkiye’nin kadim insani değerleri ne kadar benimsediğinin bir göstergesiydi ve kriz yönetimindeki başarısı yanında insana verdiği değeri görmek bakımından anlamlıydı. Söz konusu bu saptamaların yalnızca araştırma ve inceleme ürünü olmadığını aynı zamanda bir yaşantı çıkarımı, yani deneyim olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Sonraki yazımızda bu konu üzerinde durmak istiyorum. Vefakarca karda kışta her noktaya ulaşan, profesyonellik ve nezaketten vaz geçmeyen tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyor, siz kıymetli okuyucularımıza, insanımıza ve insanlığa sağlık ve afiyetler diliyorum.
Büyüklere saygı uygarlığın nişanesi!
Büyüklerimiz en büyük değerimiz, kuşaktan kuşağa değer aktarımı ve toplumsallaşma sürecindeki işleviyle yaşlı kuşak üzerine titrenmesi gereken değerli bir kesimi oluşturuyor. Tabidir ki konuyla ilişkili belirtilen görüşleri destekleyen akademik çalışmalar da bulunuyor. “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.” özlü sözü Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait ve esasen konuyu özetliyor.
Sonuç itibariyle tarihin her döneminde özellikle kriz dönemlerinde yüksek bilince sahip olarak uygulamalar gerçekleştiren devletimiz küresel virüs tehdidi döneminde de ortaya koyduğu başarılı çalışmayla büyüklere saygının uygarlığın nişanesi olduğu düşüncesine uygun şekilde davranarak her türlü övgüyü hak ediyor. Unutulmamalıdır ki; Türkiye’yi sevmek, insanlık değerlerine saygının gereği!