Kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması, günümüzün en önemli uğraş alanlarından biridir. Özellikle geleneksel değerler ve kırsal miras, özgün kültürün ve sürdürülebilir yaşam biçimlerinin de bir bakıma kaynağı olması nedeniyle, korunması gereken önemli bir alandır. Bu mirasın korunması ve ekonomik bir değere dönüştürülmesi söz konusu değerlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması için olmazsa olmazdır. Burada sürdürülebilirlik ekseninde kaliteyi garanti eden, standartları oluşturulmuş ve yerelde bir şekilde markalaşmış yani kendini kabul ettirmiş ürünler ve uygulamalar büyük potansiyel ifade etmektedir.
Kültürel Mirasın Küresel Marka Olması
Yerelden küresel pazarlara geçiş ve küresel rakipler arasında saygın bir yere sahip olmak, yerelin değerlerinin dış dünyaya sunumu kadar yöresel ürün ve uygulamalara katma değer kazandırarak sürdürülebilir bir kırsal yaşam ve yerel ekonominin güçlenmesine de katkı sağlayacaktır. Bu nedenledir ki, özellikle kültürel mirası ve yerel zenginlikleri korumak yüksek önemdedir ve sadece üretmek değil, aynı zamanda bu ürünlere kimlik kazandırmak, markalaştırmak üzere çalışmak stratejik önemdedir.
Türkiye açısından konu ele alındığında; ülkemiz binlerce yıllık kültürel, tarihi ve coğrafi zenginliğiyle bu kimliği oluşturacak olağanüstü bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin kullanımının anahtarı olarak markalaşma ve buna ulaşmayı sağlamak içinse ilk sıralarda Kalite, Standart ve Coğrafi İşaret (Cİ) üçlüsü yer almaktadır. Buradan hareketle; kültürel ve kırsal mirası geleceğe taşıyan bütüncül bir kalkınma aracı olarak küresel markalaşma yolunda izlenmesi gereken uygun ve uygulanabilir bir yol haritası ortaya koymak gereklidir.
Öncelikle Cİ yasal bir güvence sunmuş olsa da, söze konu ürün tek başına bir “marka” değildir ve fakat Cİ tüketici nezdinde bir "güven garantisidir. Bilindiği üzere tescil gereklilikleri yerine getirildiğinde Cİ tescili almak zor değildir ve “marka” olmanın olmazsa olmazı “kalite ve standardın” garanti edilmesidir. Buna göre niteliklerin devamlılığını sağlamak ve süreci sürdürülebilir kılmak için kalite ve standartların tavizsiz korunması gereklidir. Söz konusu bu güvenilirliği sağlayan ve tescil şartnamesinde belirlenen kalite kriterleri ise Cİ’li ürünlerin marka olmak potansiyelini ifade etmektedir.
Bu nedenledir ki, tescil sürdürürken kalite ve tutarlılığı korumanın, güçlü bir markanın temelini oluşturmak anlamını taşıdığı gözden kaçırılmamalıdır. Aksi halde, Cİ etiketine en büyük zarar yine fayda üretmek isteyen girişimler tarafından verilebilir ve Cİ’in anlamı zedelenir ve buradan katma değer ve gelir elde etmek üzere konumlandırılan üreticinin gelirleri düşer. Bu ciddi bir risktir, o nedenle tescil edilmiş ürünlerin niteliklerini koruyucu önlemlerin üst düzeyde tavizsiz uygulanması ve bu sürecin sürdürülebilir kılınması gereklidir.
