Antalya resmen haber kaynıyor ama ne yazık ki birileri dünya kentinin sımsıcak haline fena halde alışmış olacak ki, kafalarını şu fırtınalı ve sağanak yağışlı günlerde havaya kaldırdıkları bile yok.
Baktık ki bizim de dışarıya adım atacak halimiz yok. Zira araba ile yola çıksan trafik yağış da eklenmesiyle gıdık gıdım akıyor. Yaya girmek istesek gideceğimiz yere sırılsıklam olacağız.
Oturduk ofiste internette haberleri karıştırdıkça karıştırıyoruz.
Allahtan ki elektrikler kesilmiyor, internet gitmiyor da bizim de canımız sıkılmıyor.
Ve karşımıza Antalya ile ilgili bir haber çıkıyor. O çıkan haber özellikle bana hiç yabancı değil. Zira son 10 gündür yazıp, yol haritasındaki gelişmeleri ele aldığım bizim dünya kentimizin şehir içi ulaşım konusuna değinilmiş.
Belli ki olayı kaşıyanlar da kendileri, kaşıtanlar da..
En azından ben bunu anladım..
Yorum yapmadan o yazılanları vereyim mi?
Başlık, ‘’Antalya Ulaşım taşınıyor!.’’
Ve devam etmiş;
‘’Acı ama gerçek, Deniz Filiz fena çuvalladı...
Antalya Büyükşehir Belediyesi iştiraki Antalya Ulaşım AŞ'nin bazı birimleri Muhittin Böcek'in talimatı üzerine Antalya İnsan Kaynakları AŞ bünyesine taşınıyor.’’
Bence o taşınma işi çoktan hayata geçirildi de kimden ne saklanıyorsa.
Ha hani, ‘’Kol kırılır yen içeride kalır’’ gerçeği var ya, ben ona bile razıyım aslında da.,
O kol nerde, yen nerede duruyor işte bunu çözebilmek için usta bir bulmaca çözücüsü olmak gerekiyor.
Devam ediyor haber;
‘’Kamuoyunda ağır eleştirilere maruz kalan Deniz Filiz ve bazı yöneticiler, yaşanan skandallara sessiz kalırken, vatandaş ve personeller sesini yükseltmeye devam ediyor. Son olarak CHP'de parti içinden de eleştirilerin arttığı elde etiğimiz bilgiler arasında yer alıyor.
Deniz Filiz ve bazı yöneticilerin AKP'li isimler ile birlikte hareket ederek yanlış uygulamaları eleştiren CHP'li personellere mobbing uyguladıkları ve asılsız gerekçeler ile işlem yapmaya çalıştığı ortaya çıktı. Bir çok personelin haksız itham ve iftiralar ile işinden edildiği.,…’’
Vay arkadaş. Ben bunları okuduktan sonra, ‘Ne oluyor size ya. Ülke 3-4 ay sonra seçime gidecek siz birbirinizi gümletmeye çalışıyorsun’’ desem haksız mı sayılırım?
Bu kadarla da kalınmıyor;
‘’Solcuyuz diyorlar, en büyük eziyeti solculara yapıyorlar.
Adalet istiyorlar, en büyük adaletsizliklerin altına imza atıyorlar.
Emekçinin yanındayız diyorlar, işçinin üç kuruş yevmiyesine göz dikiyorlar.’’
Ben demiyorum ben. Kendileri birbirlerine söylüyor..
Hele gelişmelere biri daha katılıyor ki, söylemini en az 5 kez üst üste okumuşumdur hakikaten o mudur diye. Görür görmez de sarıldım telefonuna kendisini aradım ‘’Yazılanlar benim düşüncem, benim fikrim’’ dedi bende aynen aktarıyorum;
2004 – 2009 yıllarında CHP İl Saymanlığı, 2009 – 2019 yılları arasında da Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yapan Recep Tokgöz, "Kendisini gazeteciyim diyerek yönetim kurulunda görev alan arkadaşın bütün derdi üç beş kuruş huzur hakkı alabilmek. Solculuğu sadece huzur hakları kadar olanlardan başka ne beklenebilir" ifadelerini kullanarak eleştirilere destek verdi denmiş.
Recep Tokgöz’ü spor idareciliğinden bu yana yani 25 yılı gecik süreçtir tanırım. Bana göre asla boş konuşan biri değildir.
Değildir de, ‘’Ne yazık ki herkesin solculuğu huzur hakkını alıncaya kadar’’ diye cümlesini tamlıyor ya.,
Haydi gel de kendisine hak verme..