Dünkü yazımda Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın “Mutluyum Muratpaşa’dayım” hitabından yola çıkıp,
“Ben de 40 yıldır Muratpaşa’da ikamet ediyorum ama belediye çalışmalarından mutlu değilim” diye yazmıştım ya,
Sanki Belediye Başkanı Ümit Uysal’a kastım varmış gibi algılayanlar da olmuş.
Ben herhangi bir siyasi parti temsilcisi miyim de kendisine kastım olacak ki?
Gazeteciyim arkadaş gazeteci.
Hem de 1985 yılında bir fiil Sabah Gazetesi’nde başlayıp bugüne kadar alnımızın akıyla getirmeyi başarıp şükürler olsun ki adımıza zerre leke sürdürmeden bunu Antalya’da yapa bilen ender gazeteci kimliği taşıyan kişilerden birisi olarak.
Biz eksiklikleri görüp yazacağız.
Vatandaşların sıkıntılarını dile getirip yetkilileri tabi ki göreve davet edeceğiz. İsteyen üzerlerine düşeni yapar, dileyen yapmaz.
O zaman memnun olmadığım halde “Memnunum” mu diyecektim? Ve öyle yapmadığımdan dolayı da eminim Ümit Uysal şahsıma fena halde bozulmuştur.
Kimsenin kızması adına gazetecilik yapmıyorum.
“Acaba şöyle yazarsam falancayı memnun edebilir miyim” zihniyetiyle de hiçbir zaman klavye karşısına geçmedim.
Bir haber yapıp başkaları gibi beklentiler içerisine asla girmedim.
Ben mi yaptım Turuncu masa haberini de bana kol kanat gerdiler?
Ben mi yazdım engelli parkının yerine konak yapacaklar diye de bana bilmem ne müdürlüğü mü verdiler?
Onları yapanlar ne yazık ki yaptıklarının yanı başlarında dolgun maaşlar için gezip dolaşıyor.
Cuma günü bir muhtarın kahvaltısına icabet ettim. Yanımda CHP’de belediye Meclis üyeliği, aday adaylığı ne bileyim geçmişte il genel meclisi üyeliği yapan dostumuz da vardı. Sordum kendilerine.
“Asla duygusal ya da partizanlık adına cevap vermenizi istemediğim bir sorum var size” dedim.
“Mertçe cevap verecek misiniz?” diye de ekledim.
“Söz” dediler.
“Muratpaşa’da yaşıyor olmaktan mutlu musunuz” diye sordum.
Birisi, “Hayır” dedi.
Diğeri, “Gel” dedi. Elimden tutup 15-20 metre yürüttü. İşaret parmağıyla karşıdaki çöp bidonunu gösterip, “Bak karşıdaki yığıntıyı görüyor musun? Pazartesi gününden bu yana Muratpaşa belediyesi o çöpleri almıyor” dedi.
Öğleye doğru Soğuksu tarafına gittim. Esnaf dostumuz yanında arkadaşlarıyla oturuyor. Beni görünce çay içmeye davet etti. Hoş, beş derken esnaf dostuma sordum.
“Sen nerede oturuyorsun.”
“Meltem mahallesinde” cevabını verdi.
“Mahallenin belediyesi Muratpaşa’dan mutlu musun” sorumu ona da yönelttim.
Tek kelime, “Hayır” cevabını verdi.
O zaman “Mutlusun çünkü Muratpaşa’dasın” Ümit Uysal başkan öyle mi?
Makam aracının plakasına yeni evlenen çiftlerin yaptığı gibi “Mutluyuz” yaz da, seni yoldan geçerken görenler okusun da belki içlerinden hakikaten mutlu olası gelenler çıkar.
Ha.
AK Parti il başkanı Ali Çetin su paralarından dem vurup araya, “Muratpaşa demek Lara demek değildir. En son kenar mahallelerine ne zaman geldin diye Ümit Uysal’a sormasından sonra ağzına geleni saydırmış kendileri.
Saydırsın.
Beni zerre ilgilendirmez de, Çetin daha sonra kendisine, “Belli ki genel siyasete soyunmuşsun. Genel Başkanlık falan mı geçiyor aklından” türünden bindirmiş.
Haydi gel de adama hak verme.
Ümit Uysal’ın en küçük eleştiride, “Yönetişim devrimi olan Turunç Masa’mız, günde 150 noktada düzenleyici işlem yapıyor. Ürettiğimiz asfaltla Muratpaşa’nın 500 kilometrelik cadde ve sokakları baştan sona yenilendi. Kent mobilyalarını, parklarımızdaki her türlü bitki ve çiçeği üreten bir belediye Muratpaşa. Avrupa’nın en büyük sivil toplum merkezi ASSİM, sezonu dolu dolu geçiren kültür merkezimiz Türkan Şoray’a sahip bir ilçe Muratpaşa” demesinden artık bıktık da ondan arkadaş.
Sen Belediye Başkanısın ve bunları yapman için seçti seni millet.
Nokta.