Bugün buradan daha önce değinip de, gelen cevaplar ile ilgili iki konudan bahsedeceğim. Birincisi önceki gün konu ettiğim “Antalya şehir içi ulaşımı ve polislerin uygulamalara uyma konusu.”
Diğeri ise Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin 31 Mart seçimlerindeki tekrar adayı Muhittin Böcek’in İstanbul’da katıldığı fuar.
Bilindiği üzere, salı günü bu sütunlardan, “Kimse ceza hak etmez” başlığı altında bir yazı yazmış., Motorumla önce yaya geçidinden geçtiğimden sonra da Raylı sistemi kullandığımdan dolayı yediğim trafik cezalarından bahsetmiş.,
“Ben durduk yere sırf yaya geçidi diye durup bekleyen polis aracı görmedim. Ama vatandaş durduysa ve herkes bekliyorsa durup bekleyenlere şahit oldum.
Tabi ki resmi araçlardan bahsediyorum. Yoksa kim polis, kim savcı ya da hâkim sivil araçlıları nereden bileyim. Bildiğim bir başka şey varsa o da bu millet kıt kanaat geçinirken zor şartlar altında yaşama uğraşı verirken cezalar için fırsat kollanmasını hak etmiyor” demiştim.
Dün sabah saatlerinde Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürü İdris Kan aradı.
Yazımı okuduğunu, yaptığım eleştiriye katıldığını, özellikle vurgulamalı olarak gerçekleştirdiğim polislerinde “Yaya geçitleri, raylı sistem ve kırmızı ışıklardaki kafalarına göre geçiş” olayı konusunda da kendisinin titiz olduğunu belirtti.
Hatay’dan gelmiş İdris Müdür.
Felaketi, yani depremi yaşamış.
“Haklısın. Eğer ki polis göreve gidiyorsa ışıklardan geçerken de, raylı sistemi kullanırlarken de sirenlerini yakacak, tepe lambalarını da açacaklar ki, herkes polisin o an göreve gittiklerini anlayacak” deyip, uyarım konusunda yazdığım yazı için tebrik edip, trafik konularında her türlü lehte ya da aleyhte eleştirilere açık olduklarını belirtip telefonu kapattı.
İdris Müdür’ün benim yalakalığıma ihtiyacı olduğunu asla düşünmüyorum-ki şükür ki bugüne kadar kimseye o tür bir yaklaşım göstermedik.
Sesinden anladığım ve konulara yaklaşım şekline göre belli ki kanunlar çerçevesinde baya baya ciddi, bir o kadar da kararlı birisi.
O zaman Antalya’mıza Hoş gelmiş safalar getirmiş.
Sen insanlığın en zor geçişlerini yaşadıktan sonra Antalya’dasın İdris müdürüm. Ama bu dünya kentine o kadar çok siyasi gelir gider ki, dilerim o kanunlar çerçevesinde uygulamaya kararlı olduğun Antalya’dan o siyasiler ya da ensesi kalın godamanlar seni soğutmazlar.
İnceliğin, ilgin, alakan ve duyarlılığın için teşekkür eder, gönüllülüğün ağır bastığı görevinde de başarılar dilerim.
İyi ki varsınız.
Diğer konuya gelince.
Bir süredir Muhittin Böcek ile ilgili konuları yazmayı askıya almıştım. Zira CHP’den tekrar aday olup-olmayacağı konusundan tutun da, rakibinin kim olacağına kadar beklemek şarttı da ondan.
Ama millet bekletir mi?
Bu konuyu bence Böcek’in kendisi daha iyi bilir.
Valla yüz yüze söyleyenler de çok ama sosyal medyadan emin olun birçok konuda resmen topa tutuluyoruz desem abartmamış olurum.
Önceki gün, bu yıl 30’uncusu düzenlenen, Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas (FoodProduct) Fuarı’nın açılışı vardı Antalya’da. Ve ANFAŞ yapıyor.
Yani ANFAŞ’ın kendi fuarı. Tek kelimeyle öz ve öz Antalya markası bir fuar.
Önceki günkü açılışa Bendevi Palandöken, Alman konsolosu, ticaret odası temsilcisi, dünyanın en büyük fuar şirketlerinden olan Anuga’nın sahibi gibi insanlar katıldı. Deprem yıldönümüne rastladığı için protokolün katılamaması normaldi.
Buraya kadar bir şey var mı?
Bence yok.
Herkes ne sanıyordu?
Muhittin Böcek ANFAŞ’a gelmediğine göre deprem bölgesinde yara sarıyordur!.
Değil.
ANFAŞ’ın % 11 hissesinin sahibi yani en büyük ortağı olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, aynı gün İstanbul’da bir başka fuarın açılışını yapıyor.
Ama Ekrem İmamoğlu Hatay’da.
Adam yollamış e-maili bana, tüm bu durum için, “Bu ne perhiz” diye soruyor.