Devlet Hastanesi göz göre göre gitti” diye.
Hem de, “SSK öldü hastanesi öldü” başlığı altında.
Başımız sağ olsun!.
Şaka falan yaptığım sanılmasın.
Abarttığım hiç.
Bu memlekette bir yerlere vefa borcum var ise eğer o da eski SSK, yani bugünkü Atatürk Devlet Hastanesi idarecileri, doktorları ve personellerinedir.
Kendimi bildim bileli parmağım bile ağrısa soluğu orada alır, birçok branştan doktorlarımızla kardeş gibi olmuşuzdur.
Hepsiyle 40 yıllık akraba gibidir ilişkilerimiz. Zira eski SSK, bugünkü Atatürk Devlet Hastanesi kendi kategorisinde Antalya’nın en başarılı sağlık kuruluşu olduğu gibi garibanların mekanıdır.
Ve 2 ay 5 gün evvel yani 27 Mayıs 2024 günü bu sütunlardan çıkan yazımda 6 ay sonra akıbetin neler olacağını az çok görme mi tahmin etme mi artık adını siz koyun bilmişim.
Nasıl mı?
Yıkılacak mı yıkılmayacak mı?
Yıkılırsa yerine hastane mi yapılacak yoksa peşkeş mi çekilecek sorularını bıkıp usanmadan soran tek kişiyim desem abartmamış olurum ki, meslektaşım Songül Başkaya’nın da hakkını yiyemem.
O gün dedik ki, “Söylenecek tek şey, hastanenin geleceği konusundaki belirsizlik endişe verici.”
Ve Atatürk Devlet Hastanesi’nin Ortopedide en başarılı üç isim Ercüment Arslan, Bilgehan Uğuz ve Çağatay Önal önümüzdeki aydan itibaren eski yerlerinde olmayacaklar.
Göğüs Cerrahı Özgür Cengiz de ilişiğini kesti kesiyor.
Kalp Damar Cerrahı zaten kalmadı kalan da bir tek Ercan Akbulut o da eldeki bir cevher. Zira Antalya’nın en bilge fistül uzmanı.
Atatürk Devlet Hastanesinde beyin cerrahı hiç kalmamış durumda.
Zaten ameliyathane aylardır kısım kısım sindirilmeye başlandı. Neredeyse bir tırnak çekme ameliyatı bile yapılamaz duruma getirilmeye yüz tutmuş.
Geriye kalan sadece poliklinikler.
Onlara da yılbaşına kadar ömür biçilmiş. Kala kala elde kalan 60 yıllık SSK hastanesinin çürümüş beton blokları.
Yılbaşından sonrası mı?
Ona da Allah kerim!..
Aylar önce fişi çekilen eski SSK’nın ben diyeyim 5i siz deyin 7 aydır Antalya’nın en yetkili makamlarınca içi boşaltılmış ama kimsenin umurunda bile olmamış.
Miş diyorum zira 2016 yılından beri herkes, “Mişlerle, muşlarla, olabilir, olmaya bilirlerle” uyutula uyutula bugüne kadar gelindi de ondan.
Söz konusu hastane ile ilgili herkesin ortak temennisinin aynı yerde hastane olarak hizmet vermeye devam etmesiydi ama sürüncemede bırakılmaktan geri durulmamasından dolayı da, terk kararı alınması kimilerine göre gayet doğal zira bina çok eski.
Kimilerine göre de yeni yapılan bir binadan bile hala sağlam.
Önce dediler ki, “İnşaat bir uçtan başlayacak, diğer yandan yıkım yapılacak. Ve zamanla dev hastane ortaya çıkartılacak. İyi ama Sağlık bakanlığının hiçbir zaman yatırım programına alınmadı ki eski SSK.
Eski SSK Personelinin yarısını ya şehir hastanesine yarısı da belki de Döşemealtı hastanelerine dağıtacaklar, kaderine terk edilecek.
Peki bu durum hastaneden yıllardır ekmek yiyip servetine servet katan o civardaki eczaneler, medikal çiler, lokantacı, marketçi ne bileyim simitçiler niye sessiz?
Güllük Caddesindeki acil bir hasta Mazıdağı’ndaki şehir hastanesine ambulansla ne kadar sürede ulaştırıla bilinir?
Bu işte koca bir yanlış var arkadaş.
Hem de yanlışın daniskası.
Döşemealtı’nın 100 yataklı Devlet Hastanesi’nin açılışını yapmak üzere ülkenin Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Antalya’ya gelecekmiş. Sayın bakan hazır gelmişken Antalya’nın en eski ve en çok rağbet görüp en fazla şifa dağıtmakla ünlü Atatürk Devlet Hastanesi’nin de kapanışını gerçekleştirsin de, umutlu beklentiler hakkın rahmetine kavuşsun.
Belki eski SSK’nın morgu giderayak kendi kendisine yarar.