Son günlerde bana diyorlar ki, “Neden köşe yazısı yazmıyorsun?”
Ne yazayım.
Spor mu?
Yazarsam da herkes bilir futbol yazarım da, benim ülkemde futbol da adam gibi oynanıyor mu ki?
Son haftalarda şampiyonluk kovalayan Fenerbahçe şaibesiz bir maç oynuyor mu?
Peki ya Galatasaray?
Daha iki hafta önce Sarı-Kırmızılıların Antalyaspor’un nasıl üstesinden gelebildiğini tüm dünya görmedi mi?
Peki ya futbolcu?
Mert Hakan ne diyor hakeme?
“Akıllı ol, buradan çıkamazsın.”
O dudaklardan bu sözleri okuyabilmek için konuşma ya da duyma engelli olmaya gerek yok.
“Sen mi çıkartmayacaksın” diyemeyen güya hakem, koskoca bir takımın haklarını gasp ediyor.
Ve bunun da adı Türk Futbolu oluyor.
“Hadi oradan hadi” denmez de ya ne denir arkadaş?
Yoksa siyaset mi yazayım.
Adam daha lafına başlamadan, “Sen gazetecisin bilirsin” diyor. Sonra da söyleyeceğini söylüyor.
“Başlarım her şeyi bildiğini iddia eden gazeteciye de, öyle olduğunu söyleyenlere de” cevabı vereceksin ama veremiyorsun.
Adam hala konuşuyor.
Bir nokta koysun diye bekliyorsun nafile.
O zaman Antalya siyasetini neden bırak gazeteciye başka birisine sorarsın ki arkadaş?
Seçime 20 günden az bir zaman kaldı. Eğer ki sonuçlar hakkında kesin tahminde bulunan olsa, hangi aday olursa olsun varını yoğunu o ulemaya aktarır mı aktarmaz mı?
O zaman gerçekçi olmak gerek.
Her billboardu bırak tüm raketleri de kendi resimlerinle donatsan ne yazar?
Adaylığın halk nezdinde kabul görmedikten sonra.
Sadece gördüğünü sanırsın.
Belli bir isim kastım yok. Sakın yanlış anlaşılmasın.
Emin olun halk nezdinde geçmişe oranla kabul gören en büyük etken hiç kuşkusuz sokak aralarında ne bileyim ana caddelerde dolaşan seçim araçlarından çıkan müzik sesleri.
Eskiden kulakları sağır edercesine hoparlörlerden çıkan sesler vardı bu seçimde o yok.
Var etmeye çalışan şikâyet edildiği an sona erdiriliyor.
Nereden biliyorum?
Denedik, gördük.
Ama şu bir gerçek ki en az dolu dolu 15 seçim görmüş biri olarak oy kullanma tarihine dikkat derim.
Yerel seçimlerimiz 31 Mart’ta yapılacağına göre, kalan gün sayısı 17. Dolayısıyla çember her geçtiğimiz gün daralıyor ve bendeniz de diyorum ki son 10 gün Antalya yerel seçimleri açısından çok şeye gebe.
Öncelikle bugüne kadar gelişmeleri sessizce izleyenlerle, kararsızlar ve acabalarıyla yaşayanların yavaş yavaş renklerini belli etme günlerinin başladığı anlardır son 10 gün de ondan.
Kesinlikle “Çam odununu koysalar oyum ona” diyenlerden bahsetmiyorum.
Benim oyum bu kente adam gibi hizmet edip, oylarını aldığı vatandaşlarına insanca yaşam ortamı sağlamaya çalışacak olana olmuştur hep hala da öyle.
A Partisi, B Partisi ne bileyim C Partisi zerre umurumda olmadı, hiçbir zaman da olmayacak.
Sahte tebessüm görüntüleri verip, vaatlerle beyinlere girmeye çalışanları çok gördü bu millet. Dolayısıyla karınları baya baya siyasi yalanlara tok.