Geçen yılın son günüydü. Yani 2022’nin. Öğle saatlerinde beni sadece gazeteciliğimden tanıyıp, sık olmasa da zaman zaman yazılarımı okuduğunu söyleyen ismen bildiğim Antalyalı birisi aradı.
Kendisi emin olun CHP ve hatta birçok CHP’lilere yakınlığı ile bilinen bir isim olmakla berber Büyükşehir bünyesinde görev yapmaktadır.
‘’Vedat bey mesleğinizle beraber sanırım dönüş yapmışsınız’’ diye söze başlayıp, ‘’Özellikle son 2.5 yıldır Antalya’da o kadar çok keyfi çalışmalar oluyor ki, ne yazık ki bir tane lehte yada aleyhte habere rastlamak mümkün olmuyordu. Sizin bir iki yazınıza rast geldim ve soruşturdum dönmüşsünüz. O kadar çok malzeme birikti ki Antalya’da eminim hiç konu sıkıntısı çekmeyeceksiniz’’ diyordu.
Ben açıkça itiraf etmeliyim ki oldum olası Antalya’da gazetecilik adına hiçbir zaman konu ya da kamuoyunun aydınlatılması adına haber sıkıntısı asla çekmedim.
Gazeteci yeter ki adam gibi gazetecilik yapmaya niyetli olsun. Konu, diğer adıyla malzeme senin ayağına kadar zaten kendiliğinden gelir. Tıpkı benim yazılarımla gazeteciliğime kaldığım yerden başladığımı duyduğu gün telefon açıp kendi çapında hem ‘Hoş geldin’ deyip, hem de küçük küçük de olsa kendi çapında tüyolar veren tabandan CHP’li Belediyeci sevenimiz gibi.
Bilindiği üzere Menderes Türel döneminde şehir içi ulaşımında yıllardır kullanılan minibüsler kaldırılmış, toplu ulaşımın tamamı Belediye ve Halk otobüsleriyle tramvaya bırakılmıştı. O günleri hatırlıyorum da şehir içi ulaşımında Antkart’a geçilmiş, nakit para kullanımı ulaşım araçlarından arındırılmıştı.
Öncellikle muhalif konumundaki CHP tarafı kartlı sisteme kazan kaldırmış akla hayale gelmedik bahanelerle kartlı sistemin yanlışlığından dem vurmuştu. Ama bugün Dünya kenti İstanbul’dan tutun da CHP’nin kaleleri İzmir, Muğla ve Edirne’nin şehir içi ulaşımlarında kartlı sistem olmazsa olmazları.
Son 2 yıla bakıldığında Antalya’nın en büyük sorunlarından ilki şehir içi trafik keşmekeşi.
Bu konuda itirazı olan var mı?
İkincisinin de şehir içi toplu ulaşımı desem buna kaç kişi itiraz edebilir ki?
Birçok hat da, vatandaş gideceği yere otobüs bulamaz halde. Gelenler de arka kapıdan ön kapıya kadar insan istiflemesi. Tramvay dahi bazı saatler haricinde sürekli tıka basa dolu.
Geçenlerde ‘’Bu durumlar kimin umurunda’’ diye sormuştum. Meğer Ulaşım A.Ş’de az da olsa birilerinin umurundaymış yeni öğrendim.
Efendim Ulaşım A.Ş Halk Otobüslerinden elini ayağını çekiyor. Daha doğrusu çektiriliyor. Ve sadece raylı sistem çalışmalarıyla ilgilenecek, Lastik tekerlekli ulaşım işini ise Ulaşım Daire başkanlığına geçecek sanırım dün itibariyle iş bitti.
Konu ile ilgili de Başkan Muhittin Böcek’in onayı alınmış.
Hani demiştik ya birkaç gün önce, ‘’Herkes Belediye Başkanı seçilebilir ama herkes Belediye Başkanlığı yapamaz’’ diye, alın size en küçük bir örnek. Bu durumda Türkiye’de toplu ulaşımı eline yüzüne bulaştıran Antalya Büyükşehir Belediyesi Halk Otobüsleri işini kendi şirketinden aldı, bürokratına bağladı olarak görülecek mi görülmeyecek mi?
Bilindiği üzere Antalya Ulaşım A.Ş’nin başında ilk günden bu yana Deniz Filiz var. Kendisini yıllardır tanır, bilirim. Ama her günü hakikaten hayli yoğun geçtiği gibi toplantı üzerine toplantılar yaptığını öğrendiğim Deniz hanım, neden o toplantılardan bir kare de olsa fotoğraf çekilmesine izin vermez onu anlayamadım.
Misal son 4-5 şoför ile yaptığı görüşmeler.
Antalya’nın lastik tekerlekli toplu ulaşımını işin erbabı sıfatıyla ulaşım daire başkanlığına bırakacağız deyip, çözümü 4’ncü yıla girildiğinde bu şekilde bulanlar o denize çalınan maya dilerim tutar.
Yıllardır tanıdığım Ulaşım Daire Başkanı Nurettin Tonguç ciddi bir görev adamıdır. Dilerim o ciddiyeti yeni görevinde de devam eder de, Antalya’nın kanayan bir yarasına neşter vurulur.
Nurettin Tonguç’a lastik tekerlekli Antalya ulaşımı hayırlı ve uğurlu olsun da, galiba en fazla iyi niyet dilekleri demir tekerli ulaşımda kalan Deniz Filiz’e lazım.
Neler oluyor neler!..
Geçen yılın son günüydü. Yani 2022’nin. Öğle saatlerinde beni sadece gazeteciliğimden tanıyıp, sık olmasa da zaman zaman yazılarımı okuduğunu söyleyen ismen bildiğim Antalyalı birisi aradı.
Kendisi emin olun CHP ve hatta birçok CHP’lilere yakınlığı ile bilinen bir isim olmakla berber Büyükşehir bünyesinde görev yapmaktadır.
‘’Vedat bey mesleğinizle beraber sanırım dönüş yapmışsınız’’ diye söze başlayıp, ‘’Özellikle son 2.5 yıldır Antalya’da o kadar çok keyfi çalışmalar oluyor ki, ne yazık ki bir tane lehte yada aleyhte habere rastlamak mümkün olmuyordu. Sizin bir iki yazınıza rast geldim ve soruşturdum dönmüşsünüz. O kadar çok malzeme birikti ki Antalya’da eminim hiç konu sıkıntısı çekmeyeceksiniz’’ diyordu.
Ben açıkça itiraf etmeliyim ki oldum olası Antalya’da gazetecilik adına hiçbir zaman konu ya da kamuoyunun aydınlatılması adına haber sıkıntısı asla çekmedim.
Gazeteci yeter ki adam gibi gazetecilik yapmaya niyetli olsun. Konu, diğer adıyla malzeme senin ayağına kadar zaten kendiliğinden gelir. Tıpkı benim yazılarımla gazeteciliğime kaldığım yerden başladığımı duyduğu gün telefon açıp kendi çapında hem ‘Hoş geldin’ deyip, hem de küçük küçük de olsa kendi çapında tüyolar veren tabandan CHP’li Belediyeci sevenimiz gibi.
Bilindiği üzere Menderes Türel döneminde şehir içi ulaşımında yıllardır kullanılan minibüsler kaldırılmış, toplu ulaşımın tamamı Belediye ve Halk otobüsleriyle tramvaya bırakılmıştı. O günleri hatırlıyorum da şehir içi ulaşımında Antkart’a geçilmiş, nakit para kullanımı ulaşım araçlarından arındırılmıştı.
Öncellikle muhalif konumundaki CHP tarafı kartlı sisteme kazan kaldırmış akla hayale gelmedik bahanelerle kartlı sistemin yanlışlığından dem vurmuştu. Ama bugün Dünya kenti İstanbul’dan tutun da CHP’nin kaleleri İzmir, Muğla ve Edirne’nin şehir içi ulaşımlarında kartlı sistem olmazsa olmazları.
Son 2 yıla bakıldığında Antalya’nın en büyük sorunlarından ilki şehir içi trafik keşmekeşi.
Bu konuda itirazı olan var mı?
İkincisinin de şehir içi toplu ulaşımı desem buna kaç kişi itiraz edebilir ki?
Birçok hat da, vatandaş gideceği yere otobüs bulamaz halde. Gelenler de arka kapıdan ön kapıya kadar insan istiflemesi. Tramvay dahi bazı saatler haricinde sürekli tıka basa dolu.
Geçenlerde ‘’Bu durumlar kimin umurunda’’ diye sormuştum. Meğer Ulaşım A.Ş’de az da olsa birilerinin umurundaymış yeni öğrendim.
Efendim Ulaşım A.Ş Halk Otobüslerinden elini ayağını çekiyor. Daha doğrusu çektiriliyor. Ve sadece raylı sistem çalışmalarıyla ilgilenecek, Lastik tekerlekli ulaşım işini ise Ulaşım Daire başkanlığına geçecek sanırım dün itibariyle iş bitti.
Konu ile ilgili de Başkan Muhittin Böcek’in onayı alınmış.
Hani demiştik ya birkaç gün önce, ‘’Herkes Belediye Başkanı seçilebilir ama herkes Belediye Başkanlığı yapamaz’’ diye, alın size en küçük bir örnek. Bu durumda Türkiye’de toplu ulaşımı eline yüzüne bulaştıran Antalya Büyükşehir Belediyesi Halk Otobüsleri işini kendi şirketinden aldı, bürokratına bağladı olarak görülecek mi görülmeyecek mi?
Bilindiği üzere Antalya Ulaşım A.Ş’nin başında ilk günden bu yana Deniz Filiz var. Kendisini yıllardır tanır, bilirim. Ama her günü hakikaten hayli yoğun geçtiği gibi toplantı üzerine toplantılar yaptığını öğrendiğim Deniz hanım, neden o toplantılardan bir kare de olsa fotoğraf çekilmesine izin vermez onu anlayamadım.
Misal son 4-5 şoför ile yaptığı görüşmeler.
Antalya’nın lastik tekerlekli toplu ulaşımını işin erbabı sıfatıyla ulaşım daire başkanlığına bırakacağız deyip, çözümü 4’ncü yıla girildiğinde bu şekilde bulanlar o denize çalınan maya dilerim tutar.
Yıllardır tanıdığım Ulaşım Daire Başkanı Nurettin Tonguç ciddi bir görev adamıdır. Dilerim o ciddiyeti yeni görevinde de devam eder de, Antalya’nın kanayan bir yarasına neşter vurulur.
Nurettin Tonguç’a lastik tekerlekli Antalya ulaşımı hayırlı ve uğurlu olsun da, galiba en fazla iyi niyet dilekleri demir tekerli ulaşımda kalan Deniz Filiz’e lazım.