Dünkü yazımın devamıdır. Dolayısıyla Mayıs 2012’deki köşe yazımda “Bu dosya tozlanmaz” başlığı altındaki konular ile ilgili yaptığım yorumların son bölümünde şöyle bir ibare kullanmışım:
“Akdeniz Manşet olarak, öncelikle peşkeşin, ardından büyük rantın döndürüldüğü ve döndürülmeye çalışıldığı Liman dosyası, kumların akıbeti belli oluncaya kadar açık kalmak zorundadır.
Bunu yapacak olan veya olanlar da, devletin ilgili kurumlarıdır.
Akdeniz Manşet, Liman dosyasını şimdilik kapatıyor.
Ama asla tozlandırmayacağız” demişim.
Ve dün başlayıp bugün de hala 11 yıl önceki konuyu devam ettiriyorsak bunun yegane nedeni en küçük bir sallantı, yani Allah göstermesin depremde altı su olan Konyaaltı’nın en batısının ne olup olmayacağının tahminini dahi aklımın ucundan geçirmiyorum.
Çünkü o denizden çıkan binlerce tır dolusu kumların akıbeti faili meçhul oldu da ondan.
Yine dünden devam ediyorum: Ve Port Akdeniz rıhtım civarındaki dip tarama çalışmaları güya sona eriyor. Hak edişler Global Holding tarafından ödeniyor. Liman’a giren 2 geminin topuklarda karaya oturmasıyla, Vardakosta firmasının işi bitirmediği anlaşılıyor, ikinci etap dip tarama çalışmalarına girişiliyor.
Bu süreçte Port Akdeniz’in önce Genel Müdürü, hemen ardından da ticaret müdürü Global Holding yönetimince görevlerinden alınıyor.
6-7 aylık ilk etap çalışmaları öncesi İl Özel İdare’den kumların depolanacağı yer konusunda izin talebinde bulunmayan Port Akdeniz, Vardakosta’nın ikinci etap çalışmalarının startı verileceği günlerde, İl Özel İdare’den yer talebinde bulunuyor.
Liman Başkanlığı Ant-Toros isimli bir şirkete, Asçimport ve Serbest Bölge rıhtımları etrafında, “Bila ücret” (Ücretsiz) karşılığında dip temizliği işini veriyor. Oradan da yüzlerce kamyon kum çıkartılıyor, kumlar buhar olup uçuyor ama.,
Akdeniz Manşet Gazetesi olarak konunun üzerine bizzat gitmem birilerini telaşlandırmış, Liman başkanlığına ait rıhtım çalışmasını yapan firma kayıplara karışıvermişti.
Tüm bu acı gerçekleri en ince ayrıntılarına kadar ele alıp yetkilileri göreve davet etmiş olsak da.,
Aradan geçen bir aylık sürece karşın ne valilik ne emniyet ne belediye kısacası herhangi bir kurumdan, kumların akıbetiyle ile ilgili bilgi verilmiştir.
Acaba, Savcılık ihbar kabul etti de, bizim mi haberimiz olmamıştı bilemiyorum.
Bildiğim daha doğrusu duyduğum Hatay’da meydana gelen depremde her yerin yerle bir olmasının en büyük nedenlerinden birisinin de inşaatlarda deniz kumu kullanıldığı söylemleri benim de duyumlarımdı.
Bu vesileyle 2012 de ben diyeyim 5 bin siz deyin 10 bin tır dolusu deniz kumu ne oldu arkadaş?
Ne oldu?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için bu bilgisayar çağında illa ki depremi mi yaşamamız gerekiyor?
Ben gazeteci olarak tozlanmaması gereken daha doğrusu buhar olup uçmasını istediği konuları görmemezlikten gelenlerle uğraşmaktan hiç bıkmadım asla da bıkmayacağım.
Ha.
O dönemin Liman işletmecisi Global Holding’in artık esamede adı bile okunmuyormuş.
Katarlılar mı neyim Liman’ı işletiyormuş.
Artık atı alan Üsküdar’ı da geçmiş.
Benim umurumda bile değil.
Umurumda olan o deniz kumları..